🌹“Hasan Dede derler bana; sır küpüyüm ben, bilmez Hakk yolunda olmayan hâlimi. Ali yolunun ârifiyim ben, bilmez şerîatta gezen benim ilmimi. Gönül şehriyim ben, beni sevmeyen bilmez hâlimi. Şâh âleminin kâtibiyim ben, yazmayan bilmez hâlimi. Can pazarıyım ben, satmayan bilmez değerimi. Gül bahçesiyim ben, bahçevan bilir rengimi. Yolda tökezlemem ben, çekerler dünya tümseklerini. Mevlâna’ma baş kesmişim, onun temsilcisiyim ben.”
Ona aşkla mürid olan, onun yardımıyla Hakk yolunu aştı gitti. Melek gibi göğe yüceldi; Hakk’a canla gönülle, ben seninim dedi.
O nûr, ne doğudandır, ne batıdan: iki âlem de onunla onarılmıştır. Gök de onunla diridir, yer de; güneş, onun bağışıyla parlar, ışık verir.
Gök, Ay, yıldızlar, onun yüzünden dönerler; onun işleri yüzünden halkın başı dönmüştür.
Şu hâlde delille de, anlatışla da apaçık belli ki dünyanın canı, velîlerdir.
Gök, insanların bedenlerinin üstünde; gök dilenen, istenen; insanların bedenleriyse onu dileyen, isteyen.
Bunun aksine erenlerin rûhları,binlerce âleme, binlerce göğe hâkim; melekler bile onlara gıpta etmekte.
Gökler, onların buyruğuyla dönüyor; istemezlerse onları dürüverirler onlar.
Onların her şeye güçleri yeter; dervişler hâkimdirler, Allah nâipleridir onlar.
Suretleri küçücektir, arıktır ama canları büyüktür yücedir.
Güneş, bir zerrede gizlenmiştir: deniz, bir katrede yürür gider.
Yüzlerce deniz de senin küçücük iki gözünün nûruna sığmıyor mu?
Aparı nûr, o küçücük yerde coşup dalgalanmada.
Dalgaları göğe yücelmede, dağları, ovaları, çölleri kaplamada.
A bilgili er, denize benzeyen o nûr, senin küçücük gözüne sığarsa, Rabb’in inâyetiyle denizlerin, bu kalıba sığmasına şaşılır mı ki?
(Not: Bu yazılar; Hazreti Mevlâna’mızın Mesnevî’sinden ve Dîvân-ı Kebîr’inden, Hazreti Şems’imizin Makâlat’ından, Hazreti Sultan Veled Efendi’mizin İbtidânâme’sinden, Mithat Baharî Beytur Hazretleri’nin eserlerinden, İbrahim Şahidî’nin Gülşen-i Tevhid’inden, Yunus Emre’mizin Dîvân’ından ve Hasan Dede’mizin şiir ve sohbetlerinden alıntılar yapılarak derlenmiştir; mânevî aşkın mestliğini gönüllerimize bir nebze olsun yansıtabilmesi temennisiyle…)
Kâinatın nûru Hazreti Muhammed Efendimizin, Ehlibeyt Efendilerimizin, yüce Pîrimiz Hüdâvendigâr Mevlâna’mızın, Pîrân Efendilerimizin selâmları, feyizleri ve güzel keremleri, bizleri sevenlerin ve bizleri izleyenlerin üzerine olsun. Allah, sizleri hep güzel günlerde yaşatsın. Sevgiler, Allah’a emânet olun. Huu…