GELENİ HEP BERABER SAYALIM…

Bu dalgaları ne görüyorsunuz denizde, onların hepsi zikirdir. Deniz kıyıya geldiği zaman, ‘Allaaahhh’ diye zikreder. Koskoca deniz… hakikatte deniz ruhanîyettir. Coşmuş şimdi, tevhid yapıyor.

Bir gün dedenin biri oturmuş deniz kıyısında, denizin zikrini seyrediyor.

Bir çift de yeni evlenmişler, gidiyorlar gelinin babasına, geçiyorlar denizi kıyısından. Dedeyi görüyorlar, oturmuş denize bakıyor. Selâm vermişler, almış selâmlarını dede. Yollarına devam etmişler.

Bir iki saat kayınpederlerinde oturmuşlar. Dönüşte yine aynı yoldan yürüyorlar, dedeyi görmüşler.

Adam hanımına dönüp demiş, “Vaktimiz nasıl olsa biraz var, gidelim şu dedeye takılalım. Soralım kaç tane dalga saydın şimdiye kadar?”

Gelmişler dedenin yanına. Tekrar selâm vermişler, dede selâmlarını almış.

“Dede efendi bir şey sorabilir miyiz?”

“Buyrun evlatlarım sorun.”

“Biz iki üç saat önce buradan geçtik, sana selâm verdik. Sen hiç yerini değiştirmemişsin, aynı yerde duruyorsun. Acaba şimdiye kadar ne kadar dalga saydın?”

“Aah evlatlarım” demiş dede, “oturun yanıma, geçeni bırakalım da, geleni hep beraber sayalım.”

Dede düşer mi tuzağa… dalgaları saymamış, onların sesini dinlemiş; şimdi mademki sayı istiyorsunuz, oturun beraber sayalım.

Hiçbir yer yoktur zikirsiz. Sabah şafakta kalk, bahçede varsa ağaçlar, aç pencereyi bekle. İsrafil eser; rüzgâr. Estiği zaman yaprakların sesini dinle.

“Lâ ilâhe illallaaaahh…”

‘Lâ ilâhe illlallah’ Hazreti Muhammed’in zikridir. Bu zikre ism-i âzâm derler. Hazreti Muhammed ilk bu ismi zikretmiştir. Yâni, ’Cihan boş ancak sensin Allah.’

Zikirsiz bir yer yoktur… Buğdaylar, tane yapmak için, onlar da sevişirler. Sevgisiz, muhabbetsiz hiçbir şey yoktur bu âlemde. Eser İsrafil, başlarlar buğdaylar dalgalanmaya, “Allaaah, Allaaah, Allaaah…” Hemen arkadan başaklar tanelerini yaratırlar.

Her yerde bütün varlıkların sevgiye ihtiyacı var. Dünya üzerindeki bütün varlıkların temelinde sevgi var, aşk var.

MERAM’DAN SİLİVRİKAPI MEVLANA KÜLTÜR MERKEZİ’NE… (84)

Hazreti Mevlana, “Hayali Allah’ı sevmek kolay, Allah’ın elçisini sevmek zordur” diyor. Açıklar mısınız?

Cenab-ı Mevlana, hayali Allah’ı sevmek kolay, Allah’ın elçisini sevmek zordur” der. Elçiyi sevmek neden zor? Çünkü Hakk oradan yüzünü gösterir, ne yaptığını görüp ikaz eder. O ikaz eden Allah’tır, ondan gören Allah’tır. Seni menfaatsiz seven doğruluğa kavuşturan odur. Elçi tebliğ eder, reçete verir. Tanrı’ya yakın olmak için bunları uygula, der. Onları yapmak kişinin işine gelmediğinden uygulamak istemez, oraya kulak asmaz, nefsinde yaşar, bu yüzden sonunu getiremez. Burası boşluk vermez. Tövbe kapısı, ikrardan sonra kapanmıştır. Tövbe yok, estağfurullah var. Neden? İkrar verdin. Hakk’ı gördün. O da seni oraya kul etti. Sana kişilik verdi, sen hata yapıp, nereye el kaldıracaksın? Senin dışında bir şey yok. Madem ki senin dışında bir şey yok, o zaman hatalara düşme. Bilmeyerek hata yaparsın, estağfurullah çekersin. Hazreti Resulallah her akşam bilerek, bilmeyerek bir hata yapmış, bilmeyerek kırıcı konuşmuş, ya da değişik bir bakışım olmuştur, diye yetmişbeş defa estağfurullah çekip, kendini öyle dinlenmeye verirdi. Biz hangi akşam estağfurullah çekiyoruz? Ne güzel örnek Resulallah. Hazreti Muhammed, İsm-i Azam duasında, “La ilahe illallah” diyor. Biz diyoruz ki, “La ilahe illallah Muhammeden Resulallah”. Cihan boş, ancak sensin Allah, Muhammed senin elçindir. Bütün güzellikleri Hazreti Muhammed’den işitiyoruz. Yani insan olmamaız için insanı örnek almamız lazım. İnsanı örnek almaz, ona uygun adımlar atmaya çalışmazsak, insan olamayız. Velilerimiz güzel, Nebilerimiz güzel. Biz onlara ayak uydurmadığımız için cefalar, gamlar, hüzünler, üzüntüler üstümüzden gitmiyor. Hem nefsimizle, hem de Allah’la olmak istiyoruz. Bu, iki karpuzu bir koltukta taşımak istemeye benzer. Bil ki, biri düşer kırılır, öbürünü de düşürür. Onun için zahmetli yolu seçeceksin, sonu rahmettir.
Hepimizin okuması yazması var, Peygamber Efendimizin hayatını, büyüklerin ibtidanamelerini okuyarak buradan insanlık hissesi alalım. O zaman bir araya geldiğimizde daha güzel muhabbetler, daha güzel alışverişler yaparız. Alışverişimiz nedir? İnsanlık al, insanlık ver. Alışverişimiz bu olacak. Çünkü burası insanlık cemiyetinin yeridir.