MERAM’DAN SİLİVRİKAPI MEVLANA KÜLTÜR MERKEZİ’NE… (132)

Hasan Dede, bize gönülden bahseder misiniz?

Bizim dinimiz sevgi üzerine, aşk üzerinedir. İnsana koşuş üzerinedir, mala mülke değil. Cenab-ı Allah, en güzel yüzünü Hazreti Muhammed Efendimizden göstermiştir. Onunla beraber Peygamberlik defteri örtülmüştür ve Velayet defteri açılmıştır. Ondan sonra gelen bütün Evliyaullah, Hazreti Muhammed Efendimize gönüllerini vermişler, Onu kendilerine sevgili edinmişler ve topluma Onun yüzüyle çıkmışlardır.

Cenab-ı Mevlana, ‘Gönül’ hakkında şöyle bir dil sarfeder:

“Eğer senin gönlün varsa git de gönül Kabe’sini tavaf et; topraktan yapılmış sandığın Kabe’nin mânası gönüldür!

Cenab-ı Hakk, görünen ve bilinen suret Kabe’sini tavaf etmeyi, kirliliklerden temizlenmiş bir gönül Kabe’si elde edesin diye buyurmuştur!

Şunu iyi bil ki, sen, Allah’ın evi olan bir gönlü incitip kırarsan, yaya olarak bin defa Kabe’ye gitsen de, Allah bu ziyaretini kabul etmez!

Sen, varını yoğunu, malını mülkünü ver de, bir gönül al, al da, o gönül mezarda, o kapkara gecede sana ışık versin, nur versin!

Allah’ın huzuruna altın dolu binlerce keseler götürsen, Cenab-ı Hakk; ‘Bize bir şey getirmek istiyorsan, kazanılmış bir gönül getir!’ diye buyurur!

Çünkü, altın ve gümüş, bizim için hiç bir şey değildir! Eğer bizi, bizim rızamızı istiyorsan, bizim istediğimiz gönülden ibarettir!

Senin değer vermediğin, bir saman çöpü saydığın yıkık gönül, Arş’tan da üstündür, Kürsi’den de, Levh’den de, Kalem’den de!..

Harap gönül, Hakk’ın nazargahıdır, Hakk’ın baktığı, Hakk’ın sığındığı yerdir! Onu yaratan varlık ne de büyüktür, ne de kutludur!

Kırılmış, iki yüz parça olmuş zavallı bir gönlü yapmak, tamir etmek, Cenab-ı Hakk’ın nazarında hacdan da, ümreden de değerlidir!

Hakk’ın defineleri, harap gönüldedir! Harabelerde, pek çok defineler gömülüdür! Mutlu olmak, manen yükselmek istiyorsan, gönüller almaya, gurur ve kibiri bırakmaya bak!

Kazandığın gönüllerin yardımı seninle beraber olursa, kalbinden hikmet kaynakları fışkırır, akar!

Dilinden sel gibi ab-ı hayat akar; nefesin, Hz. İsa’nın nefesi gibi, hastalıklara deva olur!

İki dünya da, bir gönül için yaratılmıştır; ‘Sen olmasaydın, bu kainatı yaratmazdım!’ hadisinin manasını düşün!

Eğer böyle olmasaydı, senin varlığın, mekanın, güneşin, ayın, yeryüzünün, şu gök kubbenin varlığı nereden olacaktı?

Sus; bedeninin her bir kılında iki yüz dil olsa da onlarla gönlü anlatmaya çalışsan, yine de anlatamazsın; gönül anlatılamaz, anlatışa sığmaz! “

Yine bir başka seslenişinde şöyle diyor Hazreti Mevlana: “Kimden kaçıyoruz? Kendimizden mi? Ne olmayacak şey… Kimden kapıp, kurtarıyoruz Hakk’tan mı? Ne boş zahmet!..”

Bunları dile getirmemin sebebi şudur: Bu yolu anlamak ve hedefe ulaşmak için sevgi ve gönül şarttır. Yoksa boş muhabbetlerle insan hiçbir yere varamaz.

00

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.