MERAM’DAN SİLİVRİKAPI MEVLANA KÜLTÜR MERKEZİ’NE… (202)

Deniliyor ki: “Bir insan aşka girmişse, aşkı yaşıyorsa onun inanca ihtiyacı yoktur. Aşkı denemeye, aşka kendini bırakma cesareti göstermek yeterlidir. O zaman zihin değişir, bakışlar değişir, farklı bir alem görünür ve işte insan o zaman Kur’an’ın daha derin anlamlarına ulaşır, gelişir dönüşür.” Siz bu konuda ne dersiniz?

Öncelikle bir insan aşka düşmüşse eğer artık o kişide kişilik kalmaz. Nerede sevgisini çoğaltıp aşka dönüştürdüyse orası artık o kişide varlığını gösterir.

“Aşk, kimseye niyazı ve ihtiyacı olmayan Allah’nın vasıflarındandır. Ondan başkasına aşık olma, geçici bir hevestir.” (Mesnevi, VI/971)

“Aşk ıstırabına hiçbir yâr, hiçbir ortak yoktur. Aşığa alemde bir tek mahrem bile bulunmaz. Aşıktan daha deli kimse yoktur. Akıl, onun sevdasına karşı kördür, sağırdır.” (Mesnevi, VI/1978)

Misal olarak, Hazreti Muhammed Efendimize bakalım, ki zaten o bizim tacımızdır, bütün Piran kendi mürşidleri vasıtasıyla onunla yola çıktılar, onunla varoldular. Eğer bir insanın bendeninde O varlığını gösterirse, artık o kişinin inancı da kendinden kendinedir, imanı da kendinden kendinedir. Artık başka bir yer aramaya kalkmaz, çünkü aradığı zirveyi bulmuştur. O, artık o kişiden konuşmaktadır. Mademki O bütün varlığın rahmetidir, o kişi artık O’nun gözüyle bakar bu aleme ve bir topluluğa girdiği zaman da orada bulunan herkesin hallerini izler, gönüllerini okur ve onlara göre muhabbet eder, herkesi kendine çeker.

“Gel de hemen şu eşi olmayan alışverişi durmayan pazarda eskileri sat, hazır ve elde bir olan beyliği al. Eğer bir şüphe gelir de yolunu vurursa ticarette bulunan peygamberleri kendine senet yap. O padişahlar padişahı, onların talihlerini öyle yaver etti, onlara öyle bir baht verdi ki dağlar bile onların pılı pırtılarını çekmeye muktedir değildir.” (Mesnevi, VI/885)

Aşık yoktur, her zaman maşuk vardır. Aşık, maşukta ölmüştür. Eğer ki bizler hem aşık hem maşuk var dersek, ikilik yaratmış oluruz. Bu nedenle, aşık olan kişinin ismi aşıktır ama sureti maşuktur.

“Yüce göklere çıkmak, ancak doğru yolu bulma kuvvetiyle olabilir. İnsan, doğru yolu ancak Allah’dan çekinen kulun ruhunu, göklerden şeytanları kovan şahaplardan koruyan kuvvetle bulabilir. Yok olmadıkça hiç kimseye ululuk tapısına varmaya yol yoktur. Göklere yücelme nedir? Şu yokluk. Aşıkların yolu da yokluktur, dini de.” (Mesnevi, VI/230)

00

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.