MERAM’DAN SİLİVRİKAPI MEVLANA KÜLTÜR MERKEZİ’NE… (41)

Dini tercihleri, ırkları gibi sebeplerden dolayı insanlar birbirleriyle kavga ediyor, savaşıyorlar. Oysa, Mevlana’nın, “Ne olursan ol gel” mesajı var. Bu mesajdan yola çıkarak, onun din anlayışını anlatır mısınız?

Hazreti Muhammed (selam olsun üzerine) kırk yaşlarında nübüvveti giydiği zaman, “Hem Musa ümmetine, hem Davud ümmetine, hem de İsa ümmetine kucak açmaya geldim. Bütün aleme rahmet olarak geldim” dedi, ayırım yapmadı. Hazreti Mevlana buraya dayanarak diyor ki: “Her neysen yine gel, ister kafir ol, istersen putperest ol, istersen yüzlerce sefer tövbeni bozmuş ol, yine gel. Burası bir umut kapısıdır, umutsuzluk kapısı değil, yine gel..”
İnsanlar, Hazreti Mevlana’nın o güzel bakışından, insani sözlerinden biraz nasip alsaydı, bütün insanlık alemine sevgi dolu seslenişine bilginlerimiz kulak verselerdi, bu kavgalar, bu savaşlar çıkmazdı.
Hazreti Mevlana ne güzel söylüyor: “Bu aleme yüzyirmidörtbin Peygamber geldi, hiçbiri kuralcı değildi.” Onlar cemaatlerine, kural koymadan, cemaatlerinin dertlerini dinleyip, sözleri ile deva oldular, gönülleri tamir ettiler. Bu yüzden toplumda sevildiler. Biz ayırım yapmadan hepsini seviyoruz. Çünkü hizmetleri güzel. Onun için yolumuz gönül tamircisi olmak, sevgiden söz etmek ve sevgide yaşatmaktır.
Hazreti Mevlana’ya sorarlar: “Peygamberler hakkında ne buyurursunuz?” “Benim bakışımda bütün Peygamberler Ahmed. İsa da Ahmed, Musa da Ahmed, Davud da Ahmed. Çünkü Peygamberlerin hepsi benim sevdiğim Allah’tan konuştular. Elinizde yüz tane mum var ve hepsini uyandırdınız diyelim. Hepsini uyandırınca istersen en öndekine bağlan, istersen en sondakine” der. Neden? Çünkü hepsinin görevi karanlığı ortadan kaldırmaktır.
Yine sorarlar: “Ya Mevlana, dinler hakkında ne buyurursun?” “Dinlerde ibadet farkı var, bütün dinlerde amaç bir, hepsi benim inandığım Allah’a koşmaktadır.”
Hazreti Mevlana der ki: “Bir mum bitmek üzereyken biliyor ki tamamen eriyip yok olacak ama ışığını bırakmaz, devamlı ışık verir. İnsan olan da böyle devamlı aydınlığı gösterir. Hastalık gelmiş, ölüm gelmiş korkmaz, son devrine kadar vazifesini yapmakla mükelleftir.”
Din, kuralı yaşatmak değil, kim tebliğ etti ise, onu sevmektir. Bizim dinimiz insandır. Kurallar olsun olmasın ben onu gönlüme koymadıktan sonra o kuralların kıymeti yoktur. Allah bütün güzelliklerini Peygamberler ile insanlara sundu. Bütün Peygamberler insanlığa ışık tutmak, karanlıkları kaldırarak, insanları aydınlığa götürmek, birliğe, kardeşliğe davet etmek için geldiler. Hiçbiri insanlara kötülük yapmadı. Peygamberlerin hepsi Allah’tan elçilik yaptılar. İnsanların sırtlarından yüklerini aldılar, onları doğru yola sevk ettiler. Peygamberleri en iyi tanıyarak dünyaya en güzel mesajı veren Hazreti Mevlana’dır. Biz de acizane ellisekiz seneden beri onun temsilcisiyiz. Onun dilini kullanmakta, onunla yürümekte, onunla yaşamaktayım ve onu yaşadığım kadar yaşatmaya çalışacağım.

00

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.