MANEVİ MENKIBELER – 11

Ben şimdiden hiçim…

Zamanın birinde bir Dede, o kadar çok sevdirmiş kendini kasabalıya, kasabalı boş vakit buldular mı hemen Dede’nin etrafına toplanırlarmış.

Şimdi Dede bu kadar çok seviliyor, o devirde yine bir Paşa da var, o da çok seviliyor. Paşanın ismini kasabalılar bir muhabbet arasında zikrediyorlar, Paşa’ya olan sevgilerini de dile getiriyorlar. İyi ama Dede kıskanıyor. Bir gönülde iki sevda olmaz. “Ya Paşa sevilecek ya ben” diyor.

Kalkmış kasabalıya, “Evlatlarım” demiş, “bu Paşa nerede ikamet ediyor?” 

Demişler, “Kasabada filan kışlada.”

“Ben” demiş, “yarın yokum, gideceğim göreyim o Paşa’yı. Peki siz o Paşa’yı neden seviyorsunuz?”

“Paşa” demişler, “bize sorar, bir ihtiyacınız var mı? Bize bir yol lazımsa söyleriz yaptırır. Çeşme lazımsa yaptırır, köprü lazımsa yaptırır.”

“Haa…” demiş, “o da hizmet ediyor. Neyse yarın onunla görüşeceğim.”

Kalkmış gelmiş kışlaya Dede, selam vermiş askere, asker almış selamını.

“Paşa Bey” demiş, “kışlada mıdır?”

“Yok Dede” demişler, “çıktı teftişe, geziyor.”

“Ne zaman gelir?”

“İkindiye doğru.”

“Ben” demiş, “uzaklardan geldim, burda bekleyebilir miyim?”

“Gel Dede” demiş asker, almış Dede’yi içeriye salona.

Dede oturuyor şimdi tefekkür halinde. Bir vakitten sonra Paşa geliyor. Herkes telaşlanıyor, ayağa kalkıyorlar, Paşa’yı alıyorlar içeri. Bunlar salonda hepsi ayakta, Dede kalkmıyor ayağa, oturuyor. Paşa’nın dikkatini çekiyor. Herkese, “Oturun” diyor, hepsi oturuyorlar. Şimdi dönüyor Dede’ye.

“Efendi” demiş, “siz kimsiniz? Buraya geldim, herkes ayağa kalktı, saygıda bulundu. Siz hiç kıpırdamadınız.”

Dede demiş, “Bendeniz hiçim.”

Hemen Paşa, “Nasıl olur” demiş, “hiç?.. Suretiniz var, sıfatınız var. Kimliğiniz nedir? Söyleyin.”

“Hiçim efendim.”

Paşa asabileşiyor bir daha soruyor.

Yine Dede, “Hiçim efendim…” sonra devam ediyor, “Paşa bey” diyor, “ben size bir soru soracağım.”

“Buyrun” demiş, “sor.”

“Senin Paşalığın ne kadar sürecek?”

“Allah kısmet ederse” demiş Paşa, “üç sene sürer.”

“Üç sene sonra ne işle meşgul olacaksınız?”

“Tekaüte çekileceğim.”

“Güzel” demiş Dede, “peki tekaütlüğün ne kadar sürer?”

“Ömrümün nihayetine kadar. Orasını bilemem, çünkü hayat nefesle.”

“Peki” demiş, “ömrün nihayet bulduktan sonra sen ne olacaksın?”

“Ben” demiş, “Hakk’ın rahmetine gidip, hiç olacağım.”

Dede gülümsemiş, “Ne kadar güzel” demiş, “Daha üç rütbe lazım sana gelesin bana. Ben şimdiden hiçim…”

Bakın burdan da ders vermiştirler. Kimliği var ama yoklukta yaşıyor, varlığı Allah…