HÜNKAR HACI BEKTAŞ-İ VELİ’NİN SARI HAFIZ’I…
Sarı Hafız da, durmadan Hünkar Hacı Bektaş-i Veli’nin namazına niyazına karışmaktaydı. Hünkar, dönüp ona, “Benim bir kitabım vardı, onu Hazreti Mevlana’ya vermiştim, namaz kılarken aklım ona takılıyor, o yüzden namazı tam kılamıyorum. Bari sen git Mevlana’ya o kitabı iste ondan da ikimiz de rahat edelim” diye buyurdu.
Sarı Hafız, kalktı Mevlana’nın huzuruna geldi, Efendisinin kitabını istedi.
Hazreti Mevlana da ona şu cevabı verdi: “Ah evladım, sen onun manevi işlerine neden karışıyorsun? O bir an dahi Hakk’ın dışından değildir, o her an Hakk ile yaşamaktadır. Ben sana kitab falan vermeyeceğim, o kitab onun kendisidir.”
Sarı Hafız, bunu duyunca koşarak geldi Efendisinin ayaklarına kapandı, ellerini öptü ve o da böylece irşad oldu.
Rubai:
“Ey özden, içten haberi olmayan, dış görünüşe aldanan, madde ile gurura kapılan, aklını başına al!
Senin ruhunda, gönlünün içinde bir dost var. Duygu senin teninin özüdür, duygunun özü ise, senin canındır.
Fakat, tenden, duygudan ve candan öteye geçersen her şeyin yalnız O olduğunu anlarsın.” Hazreti Mevlana