Mısrâlarda Mânâ Okyanusu – 16

Sevgili canlar…

Benim bu aşkın elinden aklım da gitti,

Akıl izân diye bir şey kalmadı.

Yaralandı sînem bin dert bıraktı,

Yıktı mamûr diye bir şey kalmadı.

Bir gonca açmıştı hüsnü bağında,

Bülbül gibi öttüm hep otağında,

Canım çıkar iken can durağında,

Soldu gonca diye bir şey kalmadı.

Bütün varlığımı sana vermişim,

Aşk uğruna canı teni sermişim,

Her bakışta yalnız seni görmüşüm,

Senden başka asla bir şeyim kalmadı.

Aşık, eşi güzel dünyanın,

Bazen mamûr bazen virân bu canım,

Ruhum, canım, aklım, damarımda kanım,

Eridi kurudu bir şey kalmadı…

Mısrâlarda Mânâ Okyanusu – 15

Sevgili canlar…

Dostumuzla dostuz, düşmanla düşman,

Coşunca gönlümüzde aşkımız, dinlemeyiz fermân,

Bize yan bakana açıktır meydan,

Ölsek de dönmeyiz arslancasına.

Her sırrı biliriz, demeyiz asla,

Biz bunu not ettik birinci fasla,

Yurdumuz kararmaz, kara bir yasla,

Yarayı sararız lokmancasına.

Bu yurda giremez vahşi bir hayvan,

Hepimiz bir vücud, hepimiz bir can,

Gönlümüz âyinedir, seyrederiz her ân,

Her şeyi görürüz irfâncasına.

Bu bağı kıramaz, değme bir pazı,

Bu yüzden gözleriz baharı yazı,

Hakk saklasın garbı, şarkı, hicâzı,

Dede bunu diler insancasına…

Mısrâlarda Mânâ Okyanusu – 14

Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’e ve kurduğu Cumhuriyet’e ithâfen…

Cennet vatanımıza yabancı devletler girince, 

Türk milleti içinden bir Arslan çıktı meydana, 

Haber gitti saraydaki Sultana, 

‘Onu tutun’ diye fermân çıkardı meydana. 

Düşmanlara taksîm olmuştu bu vatan, 

Bu taksîme nasıl dayanır insan olan, 

Türk milleti bunu duyunca heman, 

Asil kanımızda coştu bir devrân. 

Önümüze düştü Mustafa Kemal, 

Hep düşmanlar için yakındı zevâl, 

‘Vatan kurtulacak’ dedi behemehâl, 

Savaş için o Baş Kumandan seçildi. 

Düşmanlardan bir heyet keşfe vardılar, 

Her tarafı örgütlenmiş gördüler, 

‘Türk’ün adı silinecek’ dediler, 

Ardından emsâlsiz bir tufan doğdu. 

Önce Afyon’dan başladı tufan,

Arslanlar kükreyip şahlandı heman, 

O kıyâmet içre şaşırdı düşman, 

Her tarafı ateşten bir külhâna büründü. 

‘Allah Allah’ diye sesler Arş’a yükseldi, 

Kahpe düşman bizi imansız zannetti, 

Dağlar, taşlar bütün ateşlere verildi, 

Yiğitler vatan için kurban olup şehit düştü. 

Hep düşmanlar yurdumuzdan çekildi, 

Kaçan kaçtı, kalan denize döküldü, 

Şanlı bayrak dört bucağa dikildi, 

Tarihte nâmımız kahraman diye yazıldı. 

Artık esâretin devri düzeldi, 

Arkasından Cumhuriyet kuruldu, 

Hakîmiyet hep millete verildi, 

O gün bu gündür Dede şâdüman oldu…

Mısrâlarda Mânâ Okyanusu – 13

Müminlerin mürşidi Ali’dir…

Sen İmamların başısın,

Muhammed’in kardeşisin,

Fatma ananın yoldaşısın,

Müminlerin mürşidi yâ Ali…

Zülfikâr’ın sahibisin,

Hem keremsin hem kânîsin,

Tarîkatların Pîrisin,

Müminlerin mürşidi yâ Ali…

Nurun, Muhammed’in nuru,

Alnın açık, yüzün duru,

Bütün insanlığın yâri,

Müminlerin mürşidi yâ Ali…

Kalb kalesini fetheyledin,

Cümle derdi defeyledin,

Ali geldin velî geldin,

Müminlerin mürşidi yâ Ali…

Hasan kuluna ihsân,

Kurban olsun sana bu can,

Kâbe’de putları kıran,

Müminlerin mürşidi yâ Ali…

Mısrâlarda Mânâ Okyanusu – 12

Yaşarken kıymetini bilsinler diye yarattı Hakk seni…

Sevgili canlar,

Düşündüm bu âlemde vardır hikmetler,

İnsanlar bir fayda bulsunlar diye.

Yaratıldı nice nice âlemler,

Görüp de bir ibret alsınlar diye.

Yarattı insanı bir de ruh verdi,

Her biri birine iyi göründü,

Onsekizbin âlem insanda sırlandı,

İnsanlar o sırra ersinler diye.

Sevgili canlar,

Resûller yarattı kendi nurundan,

Nice velîler geldi Hakk’ın sırrından,

Âdem’i yarattı balçıktan nurdan,

İlim, irfân verdi bilsinler diye.

İyiler verdi zâlim de verdi,

Nice peygamberler peşpeşe geldi,

Çıktı Muhammed miraca erdi,

Bin küsûr yıllar geçince uçsunlar diye.

Hasan, daim Hakk’ı Hakk bildi,

Nice canlar Hakk’tı kâfir sayıldı,

Dünya yedi kere ıssız kılındı,

Yaşarken kıymetini bilsinler diye…

Mısrâlarda Mânâ Okyanusu – 11

Allah’ın meydanına gelmek dilersen, 

nefsi, hırsı yenen gelsin meydana…

Sevgili canlar,

İnsan mısın sen ey insanoğlu?

İnsanlığını bilen gelsin Hakk meydanına.

İnsan olmak için çok emek gerek,

Allah yolunda emek veren gelsin meydana.

İnsan olmak nasıldır bilir misin?

Hakikate gel desem gelir misin?

İnsan sıfatında hayvan nefsini yener misin?

Nefsini, hırsını yenen gelsin meydana.

İnsanoğlu yüklenmiş nefs yükünü,

Hiç düşünmez ki nereden geldiğini,

Âni karar ile verir hükmünü,

Sabrı bol olanlar gelsin meydana.

İnsanların nakışı hak, doğruluktur,

Gittiğin yol yanlış ise dur,

Bir söyle iki duy,

Üçte kulak ver,

İstidâdın varsa gel gir bu meydana.

Hasan sen yolculara nasîhat edersin,

Sabırla nefslerini yenmek dilersin,

Eğer Hakk uğruna başını verisen,

Başını Hakk’a veren gelsin meydana…

Mısrâlarda Mânâ Okyanusu – 10

Dünya kurulduğundan beri çok seferler ettim, yine seferdeyim.

Seferleri bırakıp, herkesin anladığı dilden söz edeyim…

Ben bir kere geldim,

Bir daha gelmem ey dostlar.

Bu dünyaya temizlendi özüm,

Bulaşmam gaflet ve belâya.

Şahım Ali’m,

Aşk ile bağlandım ol Hüdâ’ya,

Artık göndermez katlanırım her cefâya.

Şahım Ali’m seni kendimde bulurum,

Girerim semâya,

Şahım Ali’m ile donattım, 

Bağlandım Muhammed Mustafa’ya,

Nereye baksam gönlüm düşer hep sevdâya,

Şahlar Şahı Ali’m,

Aşkınla yaktın nurunla doldurdun,

Saldın Mevlâ’ya…

Mısrâlarda Mânâ Okyanusu – 9

Bize himmet et, Şah-ı Merdân Ali…

Ey bu dünya gayet fânîdir fânî,

Erenler mürşidler müridler hani,

Uğruna koydum bu tatlı canı,

Bize himmet et,

Şah-ı Merdân Ali…

Bize himmet ede,

Ulular ulusu,

Bu yolun sahibi Muhammed Ali,

Ali’dir velîdir hepsi de kendi,

Bize himmet et,

Şah-ı Merdân Ali…

Nedir bilmem çektiğimiz çileler,

Allah ıslâh ede yola geleler,

Hakikat bab’ına âgâh olalar,

Bize himmet et,

Şah-ı Merdân Ali…

Zaman âhîr zaman oldu bilelim,

Şeytanın izinden geri gidelim,

Hepimiz de bir ikrârda duralım,

Bize himmet et,

Yâ Şah-ı Merdân Ali…

Mısrâlarda Mânâ Okyanusu – 8

Pîrim Muhammed Mevlâna’ma, onun kimliğine sesleniş…

Cihan sultanı Mevlâna’m,

Öyle pınarsın ki,

İçtikçe kanılmaz.

Öyle ganîsin ki,

Rahmetin sayılmaz.

Öyle güzelsin ki,

Nuruna doyulmaz.

Öyle ateşsin ki,

Yanına varılmaz.

Öyle rahmansın ki,

Verdiğine bakmaz.

Aşkını verirsin ki,

Kimse doyamaz.

Öyle yücesin ki,

Âlemler taşmaz.

Bir kalb vermişsin ki,

Sensiz asla olmaz.

Öyle kudretsin ki,

Târif edilmez.

Öyle seversin ki,

Yanmadan olmaz.

Öyle kül olmuş ki,

Sevenin artık yanmaz.

Ruhunu almışsın ki,

Bedeni hiç duymaz…

Mısrâlarda Mânâ Okyanusu – 7

Gönülden sesleniş…

Tanrı buyurdu, dedi, gör beni,

Çok şükür Tanrımla başbaşa kaldım…

Açtı kollarını sar, dedi beni,

Dedim senin kolların ne güzelmiş,

Bilmeyenler zaten kör, dedi bana…

Dönüp dedim Tanrı’ya,

Dedim yerde misin sen?

Gökte misin?..

Meğer bilmeyene bir perde imişsin,

Hem aşikâr hem gizli imişsin,

Gir bir saf gönüle gör, dedi beni…

Şükür her zerrede görürüm seni,

Yüzbin yıllar ettin bana bir ânı,

Giydirdin sırtıma bir insan libâsı,

Eğer tam sevdiysen Yâr, dedi bana…

Zaten vücud senin, ânda duran da sensin,

Bakıp gözlerimden gören de sensin,

Düşünce varlığımı veren de sensin,

Sapma, bir kararda dur, dedi bana…

Dedim benim gülüm senin gülündür,

Dedim senin yolun benim yolumdur,

Dedim Hasan kulun senin kulundur,

Öyleyse aç gözünü gör, dedi beni…

Her zerremle sendeyim,

Ben senim sen de ben…