Her hal kendi içinde başka halleri barındırıyorsa ve her şeyin tek bir varlık olduğunu farz edersek; geçmişi ve geleceğiyle çok hızlı akıp giden bu zaman için, sadece bir yanılsamadan ibarettir, diyebilir miyiz?
Bu devirde, bir saat bir dakika oldu, o kadar hızlı geçiyor ki hayat, gün adeta saat oldu. Gününü nasıl yaşıyorsun, temeli maneviyat olan bir yere bağlılığın, sevgin var mı? Maddeye ait her şey fanidir. Kişi bir Hakk ehline yüz tutup, oaraya gönlünü bağlar, orayala yaşamını sürdürürse, onun yaşamı boşa gitmemiş olur. Hakk’la yola çıkmış, Hakk’la yürüyor, Hakk’la konuşuyor. Onun her şeyi maneviyat zenginliği ile doludur ama maddeyi gönlüne koyarsa, o anda sıkıntı, gam, kasavet, hüzün başlar. Çünkü Allah’ın dışında her şey fani.
Misal olarak, bin kişi olsak, hepimiz sıdkı bütün imanla bir yere bağlanırsak, sayıda kalabalık görünürüz ama manada bir sayılırız. Çay demlikte bir kapta idi, bardaklara konulunca çok görülür. Her birine sorsak, ne içiyorsun? diye “çay” der. Yani gönlün nerede? Hakk’ta, demektir bu… Sonuç nedir? Hepimizin gönlü Hakk’ta, hepimiz Hakk olduk.
Bu beden bir testidir, yolun sonunda da sonsuz güzelliklerle dolu bir okyanus var. Testi kırılınca, vücuttaki ruh, su misali, gider hedefine ulaşır. Fakat hiç Allah’ı zikretmeden, hep dünya muhabbetleri ile ömür geçirilirse, testi kırılınca, o su toprağa gider. Toprağa gidince ayak altı olur, yani bütün ömrü zayi olmuş olur.
Hazreti Mevlana, şöyle buyurur ve bizlere sorar: “Ey insan! Sen dört anasırın sahibisin. Birincisi anasır, vücudundaki hararet, güneşe ait. İkinci anasır, vücudundaki hava, semavata ait. Üçüncü anasır, vücudundaki su, okyanusa ait. Dördücü anasır, deri ile kemik, o da toprağa ait. Bir gün gelecek bu dördü aslına gidecek, peki sen nereye gideceksin?”
Bu alemde neyi temsil ettiysen, gidişin de orayadır. Hakk’ı temsil edersen, gam yeme, dünya durdukça bakisin. Hazreti Muhammed, Hazreti Mevlana gibi diğer bütün üstadlar hepsi sevenlerine gittiler. Kendilerini insanlara kazandırmak için çalıştılar ve ölüm onlardan gitti. Aklını kullanmayıp, kendini insanlara kazandırmayanlar, ömürlerini boşa geçirirler. Her şeyi kusursuz yapmaya çalış, sonra iman ettiğin yere teslim ol. Seni nereye götüreceğini artık o bilir.