
İnsanın nefsi hem maddi hem manevi çok şey istiyor. Bunu dizginlemek için kendimizle kavgadayız. Bu kavga hiç bitmeyecek gibi görünüyor. Bu savaş ne zaman biter, ölünce mi?
Hayır. Hazreti Muhammed, en büyük savaş görülmeyen düşmanla savaşmaktır, dedi. Görünmeyen düşman nefstir, onun doyumu yoktur, arzuları hiç bitmez. O nefs, kişiyi hep hüzünlere mahkum eder. İnsan devamlı nefsine hizmet ederse onu ölüm kurtarmaz, ameli neyse onunla yola çıkar.
Nefis nasıl tarif edeceğiz?..
Nefsinin bilen Rabbini bilir. Nefsinin her istediğine boyun eğmeyen Allah’ını bulur, rahata kavuşur. Demek ki Rabbini biliyor ve onunla yaşayıp, onunla bütün güzelliklere sahip oluyor. Boşver, düştüm nefsime tövbe ederim, diyerek hayat geçirenler kolay kolay bunalımdan kurtulamazlar.
Hazreti Muhammed, Hazreti Mevlana da bizler gibi beşerdiler. Onlar da bizler gibi yediler, içtiler, evlilik yaptılar. Yalnız onlar dürüstlüğü elden bırakmayıp, dünya varlıklarına tamah etmediler, yalandan, hırstan kaçınarak, helal işlerin peşinde koştular. Hayatlarını hep Allah’la huzur içinde geçirdiler.
Hazreti Muhammed, bütün dünyaya rahmetti, ayırım yapmadan Hıristiyan, Musevi, hatta ateist olsun hepsine aynı doğrulukla, aynı güzellikle çıktı. Menfaatlerinin elden gitmesini, toplumun gözünün açılmasını istemeyenler, bazı kişileri kendi taraflarına çekerek, ona cephe aldılar., bir sürü hakaret yaptılar. O, hiçbirinin hakaretine karşı katı bir dil sarfetmedi, hep hidayet isteyerek, “Benim kim olduğumu, onlara ne kadar dost olduğumu bilselerdi, bana bu çirkinlikleri yapmazlardı, bilmedikleri için yapıyorlar” dedi.
Neden Hazreti Muhammed’in, Hazreti Mevlana’nın hayatı gözden geçirilsin diyoruz? Çünkü onlar insanlara en güzel yaşam örneğidir. İçindeki bu düşmanı, sevgin, aşkın ve bakışın daima Hazreti Muhammed’e, Hazreti Mevlana’ya yöneldiği zaman yenebilirsin. Onlar insanı nefsinden arındırır.
Şems-i Tebrizi Hazretleri, “Nefsin kaesini yıkan tevhiddir” diyor. Bir bilinçli tevhid, bir de hayali tevhid var. Allah bütün güzel sıfatlarını Hazreti Muhammed’de, Hazreti Mevlana’da gösterdi. Hazreti Muhammed’in dışına çıkarsan boşlukta kalırsın. Ona yüz tutar, O’na büyük bir sevgi verirsen, anında düzelirsin.