Mevlana ve Şems… (6)

Bilindiği üzere, Kirman, İran’da kimyonun en çok yetiştiği şehirdir. Şems-i Tebriz Hazretleri’nin bir benzetmesi vardır, der ki: “Kimyonu Kirman’a götürmekte ne fayda var? Tanrı kapısına da canını götürsen bunun aynıdır, ne faydası var? O kapı canların yaratıldığı yerdir, oraya orda olmayan bir şey götür. Sen O’na niyaz ve yalvarma, yakarma götür. Zira niyazsız olan Allah, niyazı sever. Oraya yokluğunu götür ki, sana lütufda bulunulsun. O da aşktır. Bir kere aşk tuzağına düştün mü? O seni sarar gider.” Bir ayet-i kerimede de, “Allah’ı severseniz, O da sizi sever!” diye buyrulmaktadır.

Şems-i Tebrizi Hazretlerinin, bu menkibede dile getirmek istediği şudur:

Sevgili, senin canını istemekte değildir. Sen O’na canını verirsen, o Sevgili kiminle muhabbetini dile getirecek? Kiminle kendini yadedecek? Sevgili’nin istediği şey sevgidir. O’na sevgini büyüteceksin, gönlünü vereceksin, o sevgi aşka dönüşecek. Sevgi, aşka dönüştükten sonra, senden kimlik kalkacak ve sende Sevgili kimliğini gösterecek.

Hazreti Mevlana’mız da buyurur ki:

“Aşık ölüdür, aşıktan görünen Maşuktur!”

Aşk, insanı hedefine ulaştıracak en hızlı vasıtadır. Hem hedefe ulaştırır, hem de ulaştırdığı yerde yokluğa erdirir. Nereye sevgini ve aşkını verdiysen, orası sende tecellisini gösterir.

Yine Hazreti Mevlana’mız der:

“Ey Aşık! Benim makamıma geldiğinde, bana Maşuk diye hitab ediyorsun.

Ey Aşık! Aşk ile geldiğinde, ziyaret eden de sensin, ziyaret edilen de sen…”

İşte Şems-i Tebrizi Hazretleri’nin anlatmak istediği de budur. Sevgili’ne sevgini, aşkını, muhabbetini, gönlünü götürürsen, o Sevgili senden hoşnut olur…

00

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.