🌹KUR’ÂN VE HADÎSLER IŞIĞINDA HASAN ÇIKAR DEDE SOHBETLERİ / 20

“Cenâb-ı Mevlâna diyor ki: ‘İlâhî aşkın şarabı takvâ küpündedir’ ve yine bir başka yerde de şöyle buyuruyor: ‘Sâkî! Kadehi ilâhî aşkla doldur, mesthâneye ekmek sözünü etmekten uzak dur. Sun Kevser’i, kansın suya hep gönüller, deryâda yüzenler sudan başka ne ister. Doldur o şaraptan yine doldur, yine bir sun, dursun gece ey dost, onu durdur, ne olur… Vur uykumu, zincirlere vur, geçmesin anlar; varmaz gecenin farkına varmaz uyuyanlar. Hakk’ın o misafirleri Cibrîl’le beraber Kevser suyundan aynı gümüş taçtan içerler. Has kullara gökler ötesinden iner ihsân, ikrâmsa budur başka ne ister daha insan. Dostun dudakları dokunur kırmızı şarabına dostun, ancak onu takvâ denen küpte bulursun. Hakk ehlinin üstâdı Rab’dır, elbette kitap ehlinin üstâdı kitaptır.’ Ne buyurursunuz Hasan Dede?”

Hazreti Peygamber Efendimiz, namaz esnasından secdeye vardığında başını uzun bir müddet secdeden kaldırmazmış, sahâbe de Resûlallah’a bir şey oldu diye korkarlarmış.

“Ey Muhammed! De ki: Şüphesiz benim namazım da, diğer ibâdetlerim de, yaşamam da, ölümüm de âlemlerin Rabbi Allah içindir.” (Enâm, 162) 

Hazreti Mevlâna, “takvâ” dediğinde namaz kılanları söylemek istiyor. Fakat burada iki farklı namaz vardır: Birincisi erkânı kılmaktır; ikincisi ise namazın sahibini kılmaktır. Peki kimdir namazın sahibi? Hazreti Resûlallah… Namaz deyince de sadece vakitleri, rekâtları düşünmemek lâzım; eğer bir insan büyük bir aşkla, sevgiyle gönlüne Hazreti Muhammed Efendimizi koymuş ise, o kişi her ân namazda sayılır. Ama eğer namaz kılanın gönlünde Hazreti Muhammed yok ise, o kişinin de kıldığı namazların, yaptığı ibâdetlerin pek bir değeri yoktur. 

“Namazı kıldınız mı, gerek ayakta, gerek otururken ve gerek yan yatarak hep Allah’ı anın.” (Nîsa, 103) 

Hazreti Mevlâna, bir cuma namazında secdeye vardığında, ancak bir sonraki cuma günü kaldırmıştır başını secdeden.  Ve Fihî Mâ-Fîh’de de namaz hakkında şöyle buyurur: “Namaz bir kalıptır; başı tekbîr sonu ise selâmdır. Ama âşıkların namazı başkadır; onlar kalıba sığmazlar.” 

“Ve esenlik ona! Doğduğu gün, öldüğü gün ve diriltilerek kabrinden çıkarılacağı gün.” (Meryem, 15) 

Bir Hakk âşığını erkâna sokamazsın, çünkü o erkâna uyamaz, diğerlerinin namazını da bozar. Onların hâlleri meczûpları andırır, çünkü o şaraptan içmiş. Şaraptan maksat ilâhî aşktır. Âşık, her ân sevgilisi ile râbıtadır, onun aşkıyla kendinden geçmiştir. Bundan büyük takvâ da hiçbir yerde yoktur.  

“Ey iman edenler! Sarhoş iken kendinize gelinceye kadar namaza durmayın.” (Nîsa, 43) 

Fakat bir de dünya sarhoşluğu var ki, o sarhoşluk da insanın gözlerini kör eder. Namaza durur ama aklı hep dünyadadır. Allah hepimizi bu gibi sarhoşluktan korusun. 

“Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki, onlar namazlarını ciddiye almazlar.” (Maûn, 4-5) 

Bakın Mevlâna’ya bir gün birisi soruyor: “Mahşer ve ahiret ne demektir?” Mevlâna şu cevabı veriyor: “Mahşeri görmek istersen gündüze bak, ahireti görmek istersen geceye bak. Âşığa ne mahşer gerek ne ahiret; sadece sevgilisi gerek…” 

“Onunla beraber mahpushânede iki delikanlı vardı. Biri, ‘Ben rüyamda şaraplık üzüm sıktığımı gördüm’ dedi. Diğeri, ‘Ben de rüyamda başımın üzerinde, kuşların yediği bir ekmek taşıdığımı gördüm’ dedi. Bize bunun yorumunu söyle. Şüphesiz biz seni iyi bir insan olarak biliyoruz.” (Yusuf, 36) 

“Ey mahpushâne arkadaşlarım! Biriniz efendisine şarap sunmaya devam edecek, diğeri ise asılacak ve kuşlar onun başındaki ekmekleri yiyecekler.” (Yusuf, 41) 

“Padişah, ‘Onu tapıma getirin de’ dedi, ‘Kendime öz yakınım edineyim onu.’ Yusuf’la konuşunca da ‘Gerçekten de’ dedi, ‘Bugün sen büyük bir mevkî sahibisin, emîn bir adamsın.” (Yusuf, 54) 

Âşık olan kişinin hâli, davranışı farklıdır. Âşık olan kişide Hakk’ın nefesleri zuhûr eder. Âşık her ân takvâdadır.

(Bu yazı, “Hasan Çıkar Dede’nin Dilinden Kur’ân ve Hadîsler Işığında Mevlâna Sohbetleri” isimli derlemeden alıntılar yapılarak hazırlanmıştır.)

Kâinatın nûru Hazreti Muhammed Efendimizin, Ehlibeyt Efendilerimizin, yüce Pîrimiz Hüdâvendigâr Mevlâna’mızın, Pîrân Efendilerimizin selâmları, feyizleri ve güzel keremleri, bizleri sevenlerin ve bizleri izleyenlerin üzerine olsun. Allah, sizleri hep güzel günlerde yaşatsın. Sevgiler, Allah’a emânet olun. Huu…

00

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.