İnsanı olgunlaştıran sohbettir…
Hazreti Mevlana, bir sohbet esnasında Efendisi Şems-i Tebrizi’yi methediyormuş. Canlar arasında bir tanesi kendinden geçip ağlamaya başlamış. Ağlayana, “Erenler! Neden ağlıyorsun? Seni bu duygulara sürükleyen nedir?” diye sormuş.
“Ya Hüdavendigar! Keşke o devirlerde burada olsaydım, Şems’i görüp, onun o nur cemalinden faydalansaydım gerilere gittim o anı düşünüp ağlıyorum.”
Mevlana hemen cezbeye gelerek, “Yazıklar olsun sana! Yüzümdeki sakalın her kılı bir Şems’tir. Sen benim dışımda mı arıyorsun Şems’i?” demiş.
Bunlar hep irşattır. İnsan bütün bu alemin sahibidir. Bütün bu alem, Rab, semavattaki suretler, doğadaki okyanus, dağlar, kuşlar, ağaçlar, çiçekler, hayvanat, hepsi insanla dile geldi ve hepsi kendilerini insanla tanıttılar, hepsinin temsilcisi insandır. Düşünün, insan ne kadar büyük bir varlık.
Yüce Mevlana, “İnsan demek kainat demek, kainat demek insan demek” der. Yine, “Ey insan ne görüyorsan bu alemde senden dışarı değil, ne istersen iste, kendinden iste, çünkü sen her şeysin!” diye buyurur. Yeter ki ara, bul, ol…
İnsanın hakikati hakkında ne güzel bir kasidesi vardır Mevlana’mızın…
“Dünyadaki yaşayışımız, bazan tatlıdır, hoştur, bazan da kederlerle doludur, hoş değildir! Aklını başına al da sen, daima hoş yaşama mülkünü bağışlayana gönlünü ver; fani dünyaya değil, ebedi hayat lütfedene aşık ol!..
Bütün ömrümüzün gecesi siyah, gündüzü aydınlık olarak geçer! Sen, ilahî nurla daima aydınlık olan bir ömrü ara!..
Ey, arasıra mezarı ve lahdi aklından geçiriyorsun, son nefesini verince gideceğin yeri düşünüyorsun! Halbuki sen, şu anda, daha ölüm gelmeden kendi bedeninin kabrinde yatmaktasın! Gafil olduğun için, bu nükteyi anlayamıyorsun!..
Sana rızık vereni düşünmek, ona şükretmek, onu hatırlamak, minnet hisleri duymak sana helal rızık yerine geçecektir! Sen, onu bırakıp da sayılı rızık peşinde didinip duruyorsun, dükkan sevdasına kapılıyorsun!..
Can alemi, safa denizidir; bedenin, maddi varlığın da onun köpüğü gibidir! Safa denizine bak; köpüklerden elini çek!..
Köpük, denizin üstünde hiç durmadan oynar! Çünkü, arka arkaya gelen dalgalar onu rahat bırakmaz!
Köpük kıyıya vurunca su kesilir! Çünkü, birlik denizinin gönlünde iki renklilik yoktur!
Bütün canlar birdir, bir yerden gelmiştir! Görünen her şey, kainatın sahibi, kainatı yaratan büyük bir varlığın bulunuşunun belirtileridir! Eğer aklın varsa, şaşı gözünü düzelt de, kainata öyle bak!..”