“Hiçbir işte aceleci olma, ilerisini düşünerek acelesiz hareket edenler kendilerini bir çıkmaza girmekten kurtarırlar.”
Peygamber Efendimiz, bir hadis-i şerifinde, “Her hususta ihtiyat Allah’tan, acele etmek de şeytandandır” diye buyurur.
Hüdavendigar Mevlanamız da buyurur, der ki: “Hilalle dolunay birdir. İkilikten, noksandan, gidilmeden uzaktır onlar. Hilal hakikatte noksan kabul etmez, görünüşteki noksan, yavaş yavaş dolunay haline gelmek, kemal bulmaktır. Geceleyin geceye yavaşlık hususunda ders verir. Sıkıntının yavaş yavaş açılacağını gösterir. Yavaşlıkla ey ham aceleci der, dama dayanan merdivenden basamak basamak çıkılır. Tencereye yavaş ve ustaca kayna, delice kaynayan yemekten hayır gelmez, der. Allah, alemi bir kere Kün demekle yaratmaya kadir mi değildi? Bunda şüphe mi var? Peki neden bu yaratış, altı gün sürdü; her gün de tam bin yıl kadardı? Neden çocuk dokuz ayda yaratılmada? Çünkü padişahların adeti bir şeyi yavaşlıkla yapmaktır.”
Allah sayısız nimet ihsan etti. Bütün nimetlerden en üstün nimet olarak akıl verdi, onu da başa koydu. Bir insan cüz’i akılla yola çıkarsa her zaman hüzünlere, kaygılara düşebilir.
Şimdi, bütün nimetlerin en üstünü olan aklın yöneticisi de yine insandır. Sayısız Nebi, sayısız Veli geldi bu aleme. Bir insan aklını kullanıp araştırırsa, mantığına uyan, gönlünü, ruhunu hoş eden, aydınlığa götüren bilgiyi mutlaka bulur.
Onun için, gönlümüzü büyütmemiz, imanımızı güçlendirmemiz lazım. Ne olursa olsun ben yokum, benden işleyen, hizmet eden bütün o güzellikleri sunan bir kudret sahibi iman ettiğim yer var, diye düşünmemiz lazım.
Hazreti Muhammed’in, Hazreti Mevlana’nın, Velilerin akılları tasavvufta akl-ı külldür. Onlar akıllarını Hakk’ta yok ettiler. Hakk’ı gönüllerinin en güzel yerine koyarak, onunla yola çıktıkları için aklın büyüğü onlardadır. Bizler de eğer onların aklını başımıza taç edersek, o vakit bizim aklımız da güzelleşir, ışık olur. Benliğinde kalmış, bir Hakk dostuna yüz tutmamış, onun fikirlerini, güzelliğini benimsememiş bir kişinin yaşantısı boştur, her köşede bir çıkmaza girer.