HAZRETİ ALİ’DEN ÖĞÜTLERLE HASAN DEDE SOHBETLERİ – 8

🌹“Bir kimseden gördüğün iyiliği hatırından hiç çıkarma.”

Hazreti Ali

İmam Ali Efendimiz burada, madem ki birinden bir iyilik gördün, sana bir iyiliği dokundu, o zaman bu iyiliği hiç hatırından çıkarma, diye buyuruyor. O kişi demek ki bir Hızır gibi sana gelmiş, Hakk ondan işlemiş, o zaman sen de o iyiliği hiç unutma hep hatırında tut.

Hüdâvendigâr Mevlâna’mız, Mesnevî-i Şerîf’inde, Hızır hakkında şöyle buyurur ve der ki: “Bir Pîr ele geçirdin mi hemen teslîm ol; Musa gibi Hızır’ın hükmüne girip yürü. Ey münâfıklık nedir, bilmeyen! Hızır’ın yaptığı işlere sabret ki Hızır, ‘Haydi git, ayrılık geldi’ demesin. Gemiyi kırarsa ses çıkarma; çocuğu öldürürse saçını başını yolma. Madem ki Hakk, onun eline, ‘Kendi elimdir’ dedi; ‘Yedullahî fevka eydîhim’ hükmünü verdi; şu hâlde Allah eli, onu öldürse de yine diriltir. Hattâ diriltmek nedir ki? Ona ebedî hayat verir. Bu yolu, nâdir olarak yapayalnız aşan bile yine Pîrlerin himmetiyle aşmış, varacağı yere onların sayesinde ulaşmıştır. Pîrin eli, kısa değildir, gaybdekilere de erişir. Onun eli, Allah kabzasından başka bir şey değildir ki. Gaybde bulunanlara böyle bir hil’âti verirlerse huzûrda bulunanlar şüphesiz gaybdekilerden daha iyidir. Gaybdekileri bile doyururlar, onlara bile ihsân ederlerse artık konuğun önüne ne nimetler koymazlar? Huzûrlarında hizmet kemeri bağlanan nerede, kapı dışında bulunan nerede? Pîri seçip ona teslîm oldun mu, nazik ve tahammülsüz olma; balçık gibi gevşek ve sölpük bir hâlde bulunma. Her zahmete, her meşakkate kızar, kinlenirsen cilâlanmadan nasıl ayna olacaksın?”

Mürşid-i kâmillerin yolları Hazreti Ali’ye çıkar, selâm olsun üzerine. Velâyetin başı Hazreti Ali’dir. Hangi velî olursa olsun Hazreti Ali’yi kendilerine rûh edinmezlerse, kâmil insan olamazlar. Hazreti Pîr; “Bütün velîlerde ve nebîlerde gören göz Ali’dir” demiştir.

Mürşid-i kâmiller kitabî konuşmazlar, onlar dâima hitabî konuşurlar. Allah insanların hem yaradanı, hem mürebbîsidir. Onlar, yeryüzünde Allah’ın ihsânını halka sunmakla görevlidirler. Onlar aşkın, canlı, ete kemiğe bürünmüş hâli olarak seyredenlerine ayna olurlar. Arayışta olanlar o aynada Allah’ın türlü güzelliklerini, yüceliğini, cömertliğini seyrederler.

Nitekim, Kur’ân-ı Kerîm’de, “Artık sen, öğüt verip, hatırlat. Sen, yalnızca bir öğüt verici, bir hatırlatıcısın” diye buyurulmaktadır. (Gâşiye, 21)

Mürşid-i kâmiller Allah’ın gölgeleridir, hepsi Allah’ın aletleridirler. Hazreti Muhammed Efendimizden zuhûra gelen bütün o güzel kelâmlar Allah’ın kelâmıdır. O, Allah’ın aletiydi, Hakk ondan işliyordu.

Allah elçiden dile geliyor. Oradan teblîğler sunuyor, o teblîğler sana ağır geliyor, kaçıyorsun. Kaçma! O teblîğleri yerine getir ki, Hakk yüzünü sende göstersin.

Unutmayın… Talebimiz sadece Allah’tan olmalıdır. Bilgisizlikten başka hiçbir şeyden korkmayın, bilmediklerinizi öğrenmekte azîmli olun. En büyük zenginliğiniz olan aklınızı kullanarak güzel huylarla huylanmak yolundan ayrılmayın.

(Hazreti Ali’nin 100 Öğüdü)

Kâinatın nûru Hazreti Muhammed Efendimizin, Ehlibeyt Efendilerimizin, yüce Pîrimiz Hüdâvendigâr Mevlâna’mızın, Pîrân Efendilerimizin selâmları, feyizleri ve güzel keremleri, bizleri sevenlerin ve bizleri izleyenlerin üzerine olsun. Allah, sizleri hep güzel günlerde yaşatsın. Sevgiler, Allah’a emânet olun. Huu…

00

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.