İMAM ALİ EFENDİMİZDEN ÖĞÜTLER – 18

“Hakikati söyleyenlere bakarak öğrenme. Hakikatin kendisini öğren ki, söyleyenleri de öğrenesin.”

Hazreti Ali Efendimiz, selam olsun üzerine, hakikatlere vakıf olduktan sonra, karşısındakinin gözlerinin içine bakar, onu konuşturur ve onun kim olduğunu anlardı.

Bir sözü daha vardır Hazreti Ali Efendimizin, der ki: “Kişi dilinin altında gizlidir.”

Sen susarsın karşı tarafın gözlerine bakarsın, onu konuşturursun ve onun konuşmasından onun kim olduğunu çözersin. Ama eğer sen daha hakikatlere vakıf olamamışsın, kimliğine erememişsin, sen cahil o da cahil hiçbir şey çözemezsin, kavga eder durursunuz.

Hüdavendigar Mevlana bir rubaisinde şöyle sesleniyor: “İnsanlar sayılıdır, çoktur amma iman birdir. Cisimleri çoktur ama canları birdir. İnsanda, eşeğin anlayışından başka bir akıl, başka bir can vardır. O dem’e erişen, o makamda Tanrı velisi olan kişilere insandaki candan, akıldan başka ve ayrı bir can ve akıl vardır. Hayvani canlarda birlik yoktur. Sen bu birliği dışarda arama.”

İnsan, ne olduğunu anlamak için nereden geldiğini anlamak zorundadır. Kulak, kelama kendi aklına göre bir mana rengi verir. Yani herkes kendine göre anlar ve herkeste anlayışına göre bir hal tecelli eder. Bu aldığımız rengi, renksiz olarak yerine, sahibine teslim etmek lazımdır. Herkesin anladığı kendine göre doğrudur ama, tamam değildir. Asıl mesele, bir şeye hem içiyle hem dışıyla yakın olabilmektir; onu hem yakından, hem uzaktan görebilmektir. İşte bu görüş, Allah görüşüdür.

Hüdavendigar Mevlana’ya göre böyle bir anlayış Yaratıcı kudretten koptuğunun bilincinde olan insanın nasibidir. İnsan geçirdiği bu kadar maceraya rağmen kendi değerinin henüz farkında değildir. Kendisini kuşatan dünyanın nice tufanına tanık olmasına rağmen kendi içinde sakladığı tufanların henüz idrakine varamamıştır.

00

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.