İMAM ALİ EFENDİMİZDEN ÖĞÜTLER – 23

“Bir kimse senden emin olmazsa, sen de ondan emin olma.”

Hazreti Ali Efendimiz bu sözlerinde çok insancıl konuşuyor. Mademki inandıramadın kendine, artık daha fazla üzerine gitme sen de ona inanma, uzaklaş, demek istiyor.

Hazreti Ali Efendimizin çok güzel bir sözü daha vardır, buyurur der ki: “Efendiler, biri size karşı gurur yaparsa, seni küçük görürse, sen ondan daha gururlu çık.” Ona soruyorlar , “Neden böyle yapalım?” “Çünkü eğer sen ondan daha gururlu çıkarsan, gururlu durursan, o da mecbur kalır gururunu kırsın ve seninle tekrar muhabbete gelsin. Sakın onun gururuna saygı duymayın, ondan daha gururlu çıkın.”

Bakın zerre kadar bizim aşağılanmamızı istemiyor. Gururlu çıkan kişiye daha da gururlu çıkın, diyor; ki o da kırsın putunu ve yine dost olun.

Size şöyle bir misal daha vereyim: Selçuklu Hükümdarı Alaeddin, bir gün Hüdavendigar Mevlana’nın huzuruna geliyor. Mevlana hiç yerinden kalkmıyor. Herkes Mevlana’nın bu hareketine çok şaşırıyor. Koskoca hükümdar geldi Mevlana ayağa kalkmadı, diye düşünüyorlar. Alaaddin niyaz ediyor Hüdavendigar Mevlana’ya, Mevlana ona yer gösteriyor, o da geçip oturuyor. Sohbet bittikten sonra Hükümdar düşünceli bir şekilde kalkıp gidiyor. Hüsameddin Çelebi Hazretleri merak edip Hüdavendigar Mevlana’ya bu halin nedenini soruyor. “Ya Mevlana, koskoca hükümdar geldi, sen ona ayağa kalkmadın, ona saygıda bulunmadın, bunun nedeni nedir?” İşte Koca Mevlana şu cevabı veriyor: “Hünkar zaten benlikteydi, ben ona ayağa kalksaydım, onu daha fazla benliğe sürükleyecektim, daha fazla Allah’tan uzaklaşacaktı. Ben ona ayağa kalkmayınca, onun benliği kırıldı gitti. Onu daha fazla Allah’a yakın ettim. Siz bu işlerden anlamazsınız.”

Bakın nasıl putları kırıyor Mevlana…

Mana ehli hiçbir zaman dünya ehline karşı ayağa kalkmaz. Eğer kalkarsa boşuna o makamda oturuyor ve bulunduğu makamın ne manaya geldiğini bilmiyor, demektir.

Hiçbir kimsenin benliği ve varlığı Allah’tan ayrı değildir. Ama gururumuz bizi Allah’tan ayırır.

Allah’ın kulunu imtihan edişi, o kula kendi halini bildirmek içindir. Kullar, yani insanlar çocuk gibidirler; kendi hallerini bilmezler. Kul bu imtihanı kazanırsa, yani başına gelenden ibret alabilirse, Allah’ın lütfuna mazhar olur, zevke dalar; ibret alamazsa azaba düşer.

Her şeye sahip olsan bile gurura kapılma, başkalarını hor hakir görme. Tevazuya in, yoklukta dur ve hiçbir şeyin sana ait olmadığını, bütün sahip olduklarının Allah’tan olduğunu bil ve her an şükrederek niyazlarda bulunarak yaşa ki, Allah’a yakın olasın ve huzur içinde yaşayasın.

00

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.