Hazreti Resulallah, Veda Haccı’nda iken Hazreti Ali’yi vekil tayin ederek, “Benden sonra Müminlerin Emir’i Ali’dir” diye buyurdu. Hazreti Resulallah’ın, Hazreti Ali’yi vekil tayin etmesindeki sebep ne idi?
İmam Ali Efendimiz doğduğundan itibaren Peygamber Efendimizin hizmetindeydi, O’nun bütün sırlarına vakıftı. Bu sebepledir ki, sahabe içinden ona en yakın olan İmam Ali Efendimiz olmuştur. Peygamber Efendimiz, İmam Ali Efendimizin dışında kimseye de pek güvenmemiştir.
“Biz, en yakın göğü zinetlerle, yıldızlarla donattık.” (Saffat, 6)
Peygamber Efendimiz, Vedda Haccı’ndayken Hazreti Ali’yi kendisinden sonra vekil olarak tayin etmiştir ve şöyle buyurmuştur: “Ali’yi seven beni sevmiştir, beni seven Allah’ı sevmiştir. Ali’ye isyan bana isyandır, bana isyan Allah’a isyandır.”
“De ki: Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın.” (Al-i İmran, 31)
“De ki: Peygamber’e itaat edin. Eğer yüz çevirirlerse şüphe yok ki Allah kafirleri sevmez.” (Al-i İmran, 32)
Peygamber Efendimizin, bütün diğer Peygamberler arasında bir ayrıcalığı vardı. Henüz bu dünya yaratılmadan evvel O vardı. Yine ilk olarak O’nun nuru bu aleme zuhur etti. Bakın, Hazreti Mevlana şöyle buyurur: “Bu alemde ne görüyorsanız hepsi Allah’ın ailesidirler, sakın hiçbirini hor görmeyin. Birini incittiniz mi Allah’ı incitmiş olursunuz. Birini sevdiniz mi Allah’a karşı saygıda bulunmuş olursunuz.”
“Allah, yeri yaratıklar için var etti.” (Rahman, 10)
“Bütün yüzler; diri, yaratıklarına hakim ve onları koruyup gözeten Allah’a boyun eğmiştir. Zulüm yüklenen mutlaka hüsrana uğramıştır.” (Ta Ha, 111)
İşte Peygamber Efendimizin bizlere sunduğu hakikatlerin özü aslında budur. Gönüllerde yer alabilmek için kimseyi hor görmemek, herkesi kendinden üstün görmektir. Bakın ne buyurmuştur: “El fakru fahri alem.” Bunun manası şudur: Dünyada ne kadar varlıklar varsa hepsi benden üstündür, ben hepsinden aşağıyım. Eğer bir insan bu şekilde kendisini yokluğa verirse, Yaratıcı’nın bütün varlıkları onda zuhurunu gösterir.
“Göklerdeki ve yerdeki herkes Rahman’a kul olarak gelecektir.” (Meryem, 93)
“Rahman’ın kulları, yeryüzünde vakar ve tevazu ile yürüyen kimselerdir.” (Furkan, 63)
Yaratıcı, yani Allah, bütün kainatı yarattı ve en son olarak insanı yarattı. İnsanda kendisini yarattı ve kendi ismini de yine insandan aldı. İnsan, eşref-i mahluktur, çünkü insana, diğer mahluklara verilmemiş olan bir mükafat verilmiştir. Nedir o? Akıl… Cenab-ı Mevlana şöyle der: “Sayısız nimet verildi, bütün nimetlerden en üstün olan akıl, insana verildi. Sen aklını daim bende tutarsan, beni daim görürsün sende.”
“Ey iman edenler! Eğer siz ancak Allah’a kulluk ediyorsanız, size verdiğimiz nimetlerin iyi ve temiz olanlarından rızıklanın ve Allah’a şükredin.” (Bakara, 172)
Yani ne kadar istersen zikir yap, ne kadar istersen namaz kıl, oruç tut, zekat ver; gönlünde Hazreti Muhammed yoksa senin bütün ibadetlerin boştur.
“Ey Muhammed! Odaların arkasından sana bağıranların çoğu aklı ermeyen kimselerdir.” (Hucurat, 4)