MERAM’DAN SİLİVRİKAPI MEVLANA KÜLTÜR MERKEZİ’NE… (173)

İnsan bu dünyada neyi aramalıdır Hasan Dede?

Aslında herkes hakikati aramaktadır. Aranan, arayanla beraberdir; aramayandan ise çok uzak. Allah insanları kendinden yarattı. Bu insanlık içinde bir insan var, iş onu bulmada.

“Allah, Muhammed’den şöyle seslendi: Korkmayın, çünkü ben sizinle beraberim. İştirim ve görürüm.” (Ta Ha, 46)

İnsan, ne kadar zeki olursa olsun, kendi aklıyla ne kadar düşünse noksandır. Allah’ın aklıyla düşünürse, her şeyi çevreler o zaman. İnsan aklını aslına kavuşturabilirse, yani Allah’tan geleni Allah’a teslim edebilirse, işte o zaman kendi vücudunu idrak edebilir. Yoksa beşer akıl, insan vücuduna eremez.

“O, önlerindekini ve arkalarındakini (dünyadaki ve ahiretteki durumlarını) bilir. Onların bilgisi ise Rahman’ı kuşatamaz.” (Ta Ha, 110)

Allah, insan vücudunu eksiksiz yaratmıştır, sonra da gelip içine oturmuştur. O beden, kendisine mahsustur, kendisine tabi olmuştur. Öyle yüksekten bakar ki, ay, yıldızlar, güneşler hep aşağıda kalır. Hiçbir mahluk onun nazarından kaçamaz. Ne fiilini, ne malını, ne kalbindeki sırlarını O’ndan gizleyemez insan. Biz işte böyle nurdan bir sarayda oturmaktayız. Biz o bina değiliz; o Sultanla beraberiz.

“Allah, yedi göğü ve yerden bir o kadarını yaratandır. Allah’ın emri bunlar arasından inip durmaktadır ki, Allah’ın her şeye kadir olduğunu ve Allah’ın her şeyi ilmiyle kuşattığını bilesiniz.” (Talak, 12)

 

Peki insanın yaratılışındaki sır nedir?

Hazreti Mevlana şöyle buyurur: “İnsan önce cansızlar alemine gelmiş, sonra nebatlar alemine düşmüştür. Fakat yıllarca nebatlar aleminde ömür sürdüğü halde cansızlar ülkesinde olduğunu hatırına bile getirmemiştir. Nebatlıktan hayvanlığa düştüğünde bile nebat halini hatırlamaz. Yalnız yeşile karşı eğilimi vardır. Hele bahar geldi mi, çiçekler açtı mı? Hani yeni derviş de yüceliğe eğilim duyar ya. Çünkü; bu cüzi akıl, o külli akıldır. Bu gölgenin hareketi, o gül dalının hareketindendir. Nihayet gölgesi, onda yok olur da sırları bilir, anlar. Ağaç oynamadan o dalın gölgesi nasıl oynar. O yaratıcı onu hayvanlıktan insanlığa çeker çevirir. Böylece gide gide nihayet insan aleminde akıllı, bilgili ve yüce bir hal alır. Fakat önceki akılları hatırlamadığı gibi, bu akıldan da geçip değişeceğini aklına bile getirmez. Nihayet bu akıldan da kurtuldu mu, yüzbinlerce şaşılacak güzellikler görür.”

00

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.