MERAM’DAN SİLİVRİKAPI MEVLANA KÜLTÜR MERKEZİ’NE… (194)

Silivrikapı Mevlana Kültür Merkezi

Cenab-ı Mevlana, Divan-ı Kebir’de şöyle bir dil sarfediyor: “Evliyalar, kendilerinden fani ve Allah ile bakidirler. Şurası da bir gariptir ki, onlar hem yokturlar hem vardırlar.” Cenab-ı Mevlana’nın bu beyitlerinde belirtmiş olduğu “hem var hem yok” nasıl oluyor?

Evliyaullah, selam olsun üzerlerine, hem yokturlar hem vardırlar. Evliyaullah’ın bütün varlığı Allah’tandır, kendilerinden değildir. Onlar, kendilerini Allah’ta yok etmişlerdir ve onlarda varlık olan Hakk’ın kendisidir. Çünkü kemalata eren bir insan, irfan mertebesine ulaştı mı, eğer bir şey dilerse, onun bu dileği kendisinin dileği değil, Allah’ın dileğidir.

“Allah buyurdu ki: Bu mağlup, öyle bir yoktur ki vara nispetle zahiren yok olmuş değildir, iyice anlayın bunu! Bu çeşit yok olan, kendinden geçmiş, var olanların en iyisi, en ulusu olmuştur. O, Allah sıfatlarına nispetle yoktur… fakat hakikatte ona yoklukta bir varlık vardır. Bütün ruhlar onun tedbirindedir… bütün suretler onun hükmündedir.” (Mesnevi, IV/397)

Cenab-ı Mevlana şöyle buyurur: “Her kim, ben Allah’a kulluk ediyorum, der ise, bu söz tamamen ikiliğe düşmektir.” Mevlana’ya bunun nedenini sorduklarında ise onlara şu cevabı verir: “Ey kul, sendeki kudret kime ait?” “Allah’a” “O zaman hem o hem sen, bu nasıl olabilir? Desene, hakikatte senden kulluk eden yine kendisi…”

“Hâşa… o padişaha, padişahlıkta kimse şerik olamaz. Mülk ve devlette tektir, eşi yok. Kullarına ondan başka başbuğ yoktur. Halkına ondan başka kimse sahip değildir. helake düşmüş kişiden başka kimse ona şeriklik davasına kalkışamaz. Beni nakşeden, bana bu sureti veren odur; nakkaşım odur benim… başkası bu davaya kalkışırsa zalimdir.” (Mesnevi, IV/2324)

Bu nedenle teslimiyette olan bir kişi tamamen yokluktadır, ondan varlığını gösteren de teslim olduğu yerdir, yani ondan Hakk dile gelmektedir, varlık olan Allah’tır, kişiye ait hiçbir şey yoktur.

“Kendinden geçen fanidir, kurtulmuştur… ebedi olarak emniyet bucağında oturur. Sureti fanidir; o bir ayna kesilmiştir… o aynada başkalarının yüzünden gayrı bir şey görünmez. Tuh der tükürürsen kendi yüzüne tükürmüş olursun… aynaya vurursan yine kendine vurursun. Orada çirkin bir surat görürsen gördüğünde sensin… İsa ve Meryem’i görürsen yine gördüklerin senden ibarettir. O ne budur, ne o… her şeyden arı durudur… yalnız senin önüne senin suretini kor. Söz buraya gelince dudak yumuldu… kalem buraya gelince kırıldı, durdu!” (Mesnevi, IV/2139)

00

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.