HAZRETİ MUHAMMED’İN SEVGİ İLMİ – 1

Âriflerin gönüllerine neşe veren ve sevindiren Mesnevî-i Şerîf’te Hazreti Mevlâna’nın dilinden Hazreti Muhammed konuşur. Anlattığı hakîkat, kendi hakîkatidir. Hazreti Mevlâna, Hazreti Muhammed için şöyle buyurur:

“Hazreti Ahmed’in bedeni ve bedene ait sıfatları şu an Medine toprakları altında uyumakta fakat onun doğruluk makâmındaki o ulu huyu ve bâkî olan ruhu apaydın bir güneş gibidir! O bâkî ruh hiç değişmez, hiç başka bir hâle gelmez. O uykuya ihtiyacı olmayan bir arslandır, fakat kendini öylece uyur gösterir… Hayvanî duyguyla bakanlar, sahiden uyuyor, hatta ölmüş sanırlar!

Ay, baştanbaşa eldir, avuçtur, vericidir, nurlar saçar. Ayın eli, avucu yoksa ne zararı var ki? Varsın olmasın! Mustafa, Cebrâil’i görmek istemiş, ‘Ey dost suretin nasıl?’ diye sormuştu. Cebrâil dedi ki: ‘Bu bedenin tâkâti yoktur.’ Peygamber görmeyi istedi, ‘Görün bakayım da bu beden ve bedene ait duygular ne kadar zayıf, bedenim bunu anlasın.’

Peygamber ısrar edince, Cebrâil birazcık göründü… Fakat öyle heybetliydi ki dağ bile görse paramparça olurdu. Mustafa, onu görünce heybetinden kendinden geçti. Cebrâil, Mustafa’yı kucakladı, bağrına bastı. Hazreti Ahmed sonsuz bir denizdi, Cebrâil’e baktı da ancak bir köpük gibi olan bedeni yaralandı.

Hazreti Ahmed, eğer o ulu ve yüce kanadını açarsa Cebrâil, ebedî olarak kendisinden geçip gider! Hazreti Muhammed, Miraç’ta Cebrâil’e, ‘Hadi, benimle gel’ dediğinde, Cebrâil, ‘A benim güzel nurlu arkadaşım. Burdan ileri geçersem ben yanarım’ dedi.

O öyle bir kişiydi ki, Miraç’ta yedi göğün hazinesine karşı hem gözünü yumdu, hem gönlünü kapadı. Hazreti Ahmed’i görmek için yedi kat gök uçtan uca hurîlerle, meleklerle dolmuştur. Hepsi kendilerini, O’nun için bezemişti, fakat O’nda sevgiliye aşktan, sevgiliye meyil ve muhabbetten başka bir heves yoktu. O, Tanrı ululuğuyla öyle dolmuştur ki, bu dereceye Tanrı ehli bile yol bulamaz.”

00

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.