“Kötülüğe iyilikle muamele eden kerimdir, muhsindir.”
Hepimiz zahir iradeye sahibiz. Biri kötülük yaptı mı hemen karşılık vermek isteriz.
Bir gün Hazreti Muhammed sahabesini karşısına alarak sorar: “Efendiler, size birileri kötülük yaparsa ne yaparsınız?”
Onlar da derler ki: “Biri bize kötülük yaparsa, biz ona iyilikle karşılık veririz.”
“Bir daha yaparsa?”
“Yine iyilikle karşılık veririz.”
“Bir daha yaparsa?”
Susarlar. Çünkü safraları kabarıyor, bir şey söylemiyorlar. O sırada Hazreti Ali gelir, selam verir. “Ya Resulallah, sohbetiniz neredeydi?”
“Biri size kötülük yaparsa ne yaparsınız? diye soruyordum.”
Hazreti Ali, “İyilikle davranırım” der.
“Bir daha yaparsa?”
“Yine iyilikle.”
“Bir daha yaparsa?”
“Ya Resulallah! Kıyamete kadar iyilikle karşılık veririm.”
Sahabe üçte kaldı ama Ali, bütün kötülüklere iyilikle karşılık veririm, diyor.
Hüdavendigar Mevlana da der ki: “Hasmını hor görme.” Sorarlar, “Neden ya Mevlana?” “Size karşı kini azalır” der.
Hazreti Muhammed bir karınca dahi öldürmemiştir. Bir gün, bir kirpinin kovaladığı bir yılan, Hazreti Muhammed’e sokulur. Kirpi,
Hazreti Muhammed’e sığındığını görünce yılana saldırmaz, bırakır. O da kirpiyi mükafatsız bırakmayarak sahabeden biri ile ciğer aldırıp kirpiye verir. Yılan kirpiden kurtulunca, Hazreti Muhammed’i nasıl sokacağını düşünür. Hazreti Muhammed, canını yakmak istediğini anlayarak serçe parmağını yılana uzatır. Küçük parmak hal diliyle, “Beni küçük buldun, yılana ikram ediyorsun” der. O sırada torbasında kedilerle gelen Ebu Hureyre o vakayı görür. Torbasından çıkardığı bir kedi yılanı yakalar. Hazreti Muhammed, ısırılan serçe parmağına yüzük takar. İslam’da küçük parmağa yüzük takılır. Ne kadar latif, ne kadar ince bir Peygamber.
Hüdavendigar Mevlana’ya sormuşlar: “Senin yolunun başı var mıdır?” Demiş ki: “Benim yolumun başı olsaydı sonu da olurdu. Benim yolum baştan aşağı güzelliktir, başı sonu yoktur. Kendini ne kadar güzelliklere verirsen o güzelliklerle sarhoş olur, kendinden geçersin.”
Güzellik kaynağı bir yol, bu güzellik kaynağında çirkin bir şey nasıl aranır? Hazreti Mevlana bakın ne güzel bir seslenişte bulunuyor: “Şefkati merhamette güneş gibi ol. Başkalarının kusurunu örtmekte gece gibi ol. Cömertlikte akarsu gibi ol. Hiddeti asabiyette ölü gibi ol. Tevazu ve alçak gönüllülükte toprak gibi ol. Ya olduğun gibi görün ya göründüğün gibi ol.”
İnşallah hepimiz Peygamber Efendimize, Ehlibeyt Efendilerimize, Pirimiz Hüdavendigar Mevlana’mıza, Piran Efendilerimize layık insanlar oluruz.