
Hazreti Mevlana bu beyitlerinde şunu söylemek istiyor: Ruh, bedene intikal etmeden önce berrak suyu andırırdı. Suyu bir kaba döktüğünüz zaman, kap ne renkteyse su da o rengi alır. İnsanların da içinde nasıl bir düşünce, nasıl bir muhabbet varsa, ruh da o düşünce ve muhabbetle kendi özünü kaybeder veya bulur. Ruhun özüne ulaşması için Hazreti Muhammed, selam olsun üzerine, her zaman oruçlu gezerdi, bedeninin isteklerine düşkün değildi. Ona yüz tutan Evliyaullah da riyazatlı yaşarlardı. Riyazatlı yaşadıkları için de ruhlarının özüne inerlerdi. Özlerine indikleri zaman, artık kendilerine ait hiçbir şey kalmaz, tamamen Hakk ile Hakk olurlardı.
Bizler malesef kendi özümüzü bilmiyoruz, onun inceliklerini öğrenmiyoruz, araştırmıyoruz. Gün geliyor ömür bitiyor, arkamızdan bir-iki rahmet okunuyor ve aylar yıllar geçiyor, unutulup gidiyoruz.
İnsan gelmemiştir bu aleme ölmek için; insan bu aleme, dünya durdukça yaşamak ve yaşatmak için gelmiştir. Dünya durdukça yaşamak ne demektir? Sevenlerinin gönlünde anılmaktır.
Bugün Musa Aleyhisselam kendi cemmatiyle anılmaktadır. İsa Aleyhisselam kendi cemmatiyle anılmaktadır. Hazreti Muhammed Efendimiz, kendi cemaatiyle anılmaktadır, hatta bütün dünya üzerinde her saniye ezanlarla anılmaktadır. Bütün Evliyaullah, Hazreti Muhammed Efendimize gönül vermişler ve O’nunla anılmaktadırlar. Cenab-ı Mevlana da, Musevisi olsun, İsevisi olsun, her dinden, mezhepten sevenleriyle anılmaktadır.
Bizlerin tek yapmamız gereken, ölümsüzleri kendimize dost edinmektir. Hazreti Muhammed Efendimizin hayatını okuyup, O’nun huylarıyla huylanmak, O’nunla yaşamak ve O’nu yaşatmaktır. Vade geldi mi, bizim şefaatçimiz O’dur; Ondan başka hiçbir yerden şefaat bulamayız.
Allah, herşeyi insanla bilir; Allah herşeyi insanla söyler, bütün güzelliklerini insanla bildirir. Kim orayı dinler, oradan hisse alırsa, kendini kurtarmış olur. Kim bunlara kulağını tıkarsa, sonrasında başına gelenlerden Allah’ı mesul tutamaz. Allah, baştan aşağı şefkattir, baştan aşağı rahmettir. Allah kimseye ceza vermez, bela vermez. Allah’ın en güzel yüzü Hazreti Muhammed Efendimizden tecellisini göstermiştir. Hazreti Muhammed Efendimiz baştan aşağı rahmettir, baştan aşağı güzelliktir. Kendisine ne kadar hakaretler yapılmış ise O yine onlar için Allah’tan hidayet dilemiştir ve rıza kılmıştır.
Fakat insanlar bu güzelliklerin peşinde koşmak yerine nefsi arzularının peşine düşüyorlar. Ondan sonra başlarına kötülükler geldi mi, hem kendileri üzülüyor, hem ailesi üzülüyor. Allah da üzülüyor. O sana Peygamberler gönderiyor, Veliler gönderiyor, öğretmenler gönderiyor; ama sen onları dinlemiyorsun, o zaman Allah daha ne yapsın?
Ne kadar güzellik, iyilik varsa bu alemde, Allah bütün o güzelliklerin, iyiliklerin kaynağıdır.