MERAM’DAN SİLİVRİKAPI MEVLANA KÜLTÜR MERKEZİ’NE… (16)

Mevlevilikte mecaz ve manevi aşk nasıl anlatılır?

Her zaman Mevlevilik, hiçbir yola benzemez, diyoruz. Çünkü Hazreti Mevlana, Aşk Piridir. Sevgi ve aşkı onun kadar söyleyen manevi bir üstad daha dünyaya gelmemiştir. Zaten aşkı bilmeyen Mevleviliği kolay kolay anlayamaz. Çünkü buradaki muhabbetlerde sevgiye, aşka ağırlık verilir. İnsana mecaz aşkı yaşatan, aklından fikrinden bir an çıkmayan, o güzel sevgiliyi veren bir Yaratıcı var. Sevgilinin yüzündeki, o güzel nur da Allah’ın bir hediyesidir. Allah baştan aşağı nurdur, mecazdaki o güzel aşk maneviyata verildiği zaman nefs, sıkıntı, hüzün kalmaz. Kişi kendinden çıkar, vücudunu sevgili kaplarsa, sevgili aşığına gam, keder vermez. Ancak yakar. Burası hep sevgi, aşk istiyor, iman istiyor. Çünkü her şeyin sahibi O.
Hazreti Mevlana, “Mecaz aşk bana gelmek için köprüdür” der. Mecaz aşkı tatmadan, manayı nasıl tadacaksın? O da Allah’ın bizlere bir oyunudur, ufak bir şeyle aklımızı başımızdan oynatır. Daha sonra kişi bana bu aşk, bu güzel sevgili, bu güzel duygular nereden geldi diye daha derine iner sahibini bulup her şeyiyle oraya yönelirse o zaman büyük kazanca gider.
Hazreti Mevlana’ya, “Allah’ı bu kadar zikrediyorsun, meth ediyorsun, ona bir şiir söyler misin?” demişler.
“Söylerim” demiş.
“Yandım güzel, aşkına hararetine. Gayrı güzel sevmeyeceğim ey Tanrım senin aşkına.”
Ne güzel söylemiş…
Hazreti Mevlana, bazen güzellere seslenir: “Ey güzel güneşim diye hitapta bulunma, benim vergimdir o sana. Yüzün bana dönük olursa iki alem seni bir güneş, bir kemal görür. Benden yüzünü çekersen, bir an gelir seni duvar haline getirir.” Nasıl getirir? Bir hastalık, bir sıkıntı verir, saçlar ağarır, dişler dökülür, yüz buruşur, o mecaz güzelliği gider. Onun için nefsimizden üstün bir yer varsa, o da manevi Sevgilimizdir. Onu gönlümüze koyduktan sonra, o her şeyi halleder. Onu gönlümüze koymazsak dertten, gamdan, hüzünden kurtulamayız.
Seyyid Burhaneddin Efendi’nin güzel bir sözü vardır, “Kim nefsi ile barışıksa, bilsin ki Allah ile savaştadır.”
Manevi büyüklerimizin hepsi nefsleriyle savaşarak güzelliklere kavuştular. Nefsi ile dost olan bilsin ki, Allah’la savaşıyor. Allah’la savaşan her an mağlubiyete gider.
Ne kadar güzel söylemiş Seyyid Burhaneddin Efendi, “Denizdeki canavardan korkma, içinde deniz olan canavardan kork.”
Nefsin öyle büyümüş ki, vücudunda deniz olmuş, almış seni götürüyor. Fakat onu görmüyorsun, o görünmeyen düşmandan kork.
Nefsin düşmanı Allah’dır, kalbine Hakk’ı koyarsan o gider…

00

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.