İMAM ALİ EFENDİMİZDEN ÖĞÜTLER – 53

“Kendini beğenen, fazilet ve saadetten uzak kalır.”

İnsanı bütün güzelliklerden uzak eden küçük aklıdır. Böyle bir kişi kendi aklını beğenir ve başkalarını hor görür.

Hüdavendigar Mevlana, Hazreti Şems’in elinde piştikten ve bir güneş gibi parladıktan sonra bakın ne diyor: “Ey insan! Kusursuz kul bu alemde arama. Kusursuz insan yoktur bu alemde, herkeste bir kusur vardır. İnsanlarla iyi geçinmek istersen, herkesin iyi taraflarına bak, o zaman huzurlu olursun.”

İnsan, başkalarında kusur ararken kendi kusurlarını görmez, ama kişi önce kendi kusurlarını görür de, başkalarında kusur aramayı bırakırsa, işte o zaman daha mutlu bir yaşam sürer.

İşte Yüce Mevlana yine şöyle buyurur: “Ne kadar bilgin olursan ol, bir mürşid-i kamile baş kesmedin mi, edindiğin o bilgi ile sen ancak meyvanın kabuğuna varırsın, ama tadını alamazsın.” Neden? Çünkü egonda, benliğinde yaşadın, kendi zahiri bilgini beğendin, başka kimseyi beğenmedin, hor gördün.

Eskiler güzel konuşan bir insan gördüklerinde, “Maşallah, ne güzel konuşuyor, aynaya yüz tutmuş” derlerdi. Bu ne demektir, güzel konuşuyor, çünkü bir Mürşidi var. Mürşidini ayna etmiş kendine, ondan yansıyan güzelliklerle konuşuyor, etrafına güzellik sunuyor. Bazı kişileri de duyarsınız devamlı küfürlü konuşur, onun için de derler, “Aynasız”. Yani, bir aynaya yüz tutmamış, Mürşidi yok, kendi aklıyla yola çıkıyor, kendini beğeniyor, kötü konuşuyor, işte o kişiden her şey beklenir. Böyle bir kişi için hidayet dilemek gerekir ki, bir Mürşide ulaşsın da, insanlığa kavuşsun.

00

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.