Takdir-i İlahi, diyoruz… Cenab-ı Allah, bir şey takdir etti mi, o yerine gelir ama tedbirde kusur etmemek lazım. Tedbirde kusur edersen, başına bir kaza gelebilir.
Hazreti Ali’ye sormuşlar: “Dünyada senden yiğit var mı?”
“Var” demiş, “Ayakkabısını silkelemden giyen, evinin kapısını kilitlemeden uyuyan, köprünün ayaklarına bakmadan atla geçen, benden yiğittir.”
O devirlerde binalar tek katlıymış ve çok akrep bulunurmuş. Sabah ayakkabısını silkelemeden giymişse, içinde akrep varsa, sokar öldürür. Kapısını kilitlememişse, evine hırsız girip başına bir taşla vurursa, bi gayri hak gider. Yine köprünün ayaklarını kontrol etmeden atla geçmişse, eğer köprü onu zor taşıyacak durumdaysa ve bir de atla geçmeye kalkmışsa, kazaya atla gider. Bu yüzden tedbir şarttır.
Diğer taraftan, tedbirini bozacak takdiri ilahi var ya, o Allah ne işlerse, o tedbir işinde de güzel işler. Allah’ın çirkin işi yoktur.
Yunus’un dediği gibi, “Deme bu niçin böyle, o yerindedir öyle.”
Birinin başına çirkin bir şey gelirse onu Allah’tan değil, kendi nefsinden bilsin. Allah bütün kötülüklerden münezzehtir. Bunu sık sık söylüyoruz, Allah bela vermez. Kişi çirkin işlerde bulunur, büyüklerin sözünü dinlemezse, başına kaza, bela gelir, kişi belaya kendi gider. Gençlerimiz tecrübe sahiplerinin sözlerini dinlerlerse kazanca giderler.
Anne babalar, evlatlarından hiçbir menfaat beklemeyen, rüşvetsiz dostlardır. Sadece bir güler yüz, tatlı dil isterler. Daima çocuklarının aydın ve iyi olmalarını dilerler ama malesef çocuklar ana babaya çirkin hitaplarda, davranışlarda bulunurlar. Bir gün gelir iş işten geçer, çok pişman olurlar. Pişman olmadan her şeyi düşünerek yapmak lazım.
Zamanın birinde adamın çok asi bir oğlu varmış. Adam oğluna, “Sen adam olmazsın” demiş.
Çocuk tahsilini tamamlamış, gün gelmiş şehrin valisi olmuş. Babasını huzuruna çağırtıp. “Bak baba, adam olmazsın demiştin, ben vali oldum” demiş.
Babası, “Evet” demiş, “Vali olursun ama adam olamazsın. Senin büyüklere saygın yok.”
Bütün amaç, biraz edebiyata yönelmek, insanlık terbiyesi alarak, insan gibi yaşamak, insan gibi konuşmak, insan gibi bu alemden göç ettikten sonra rahmetle anılır olmaktır.