MERAM’DAN SİLİVRİKAPI MEVLANA KÜLTÜR MERKEZİ’NE… (149)

Silivrikapı Mevlana Kültür Merkezi

Cenab-ı Peygamber Efendimiz, bir hadis-i şerifinde buyuruyor ki: “Rabbini zikredenlerle, Rabbini zikretmeyenlerin misali, diri ve ölü gibidir.” Ve bir gün de Ashab-ı Suffe’sine, “Şehid olmaktan hayırlısını size haber vereyim mi?” diye soruyor. Onlar, “Evet, ya Resulallah” deyince de, “Allah’ı zikretmek şehadetten de üstündür” diye buyuruyor. Allah’ı zikretmek insanda nasıl bir tesir yaratıyor ki, Cenab-ı Resulallah, Allah’ı zikretmeyi şehid olmaktan da üstün kılıyor?

Allah’ı zikretmek ve O’na yönelmek, hakikatte Hazreti Muhammed’e yönelmek ve Hazreti Muhammed’i zikretmektir. Hazreti Muhammed Efendimizin bütün varlığı Allah’a aittir.

“Ey Muhammed! Şüphe yok ki sana katımızdan bir zikir verdik.” (Ta Ha, 99)

Şöyle bir dil de sarfedilmiştir: “Bir alimin mürekkebi, şehid kanından daha üstündür.” Neden? Çünkü Alim, Hakk’a yüz tutmuştur, Hakk’ın sıfatını taşımaktadır. İnsanlara Hakk’tan bilgi sunmaktadır ve onları karanlıklardan aydınlıklara götürmektedir. Bu yüzden onların mürekkebi, şehid kanından daha üstün tutulmuştur.

“Sizi uyarması ve sizin de ona karşı gelmekten sakınıp rahmete ulaşmanız için, içinizden bir insan aracılığı ile Rabbinizden size bir zikir gelmesine şaştınız mı?” (A’raf, 63)

Bir Allah aşığının, yani Hazreti Muhammed’in aşığının da ruhu ve bedenindeki o ışık, o nur da Hazreti Muhammed’in ışığıdır, O’nun nurudur. Hazreti Muhammed, bütün nurunu aşığında gösterirse, haliyle Allah’ı zikreden bu kişi, şehitten üstündür.

“Kim, Peygambere itaat ederse, işte onlar, kendilerine nimet verilmiş olan peygamberlerle, sıddıklarla, şehidlerle ve iyi kimselerle birliktedirler. Bunlar ne güzel arkadaştır.” (Nisa, 69)

Bakın Hazreti Mevlana bir kasidesinde ne güzel bir dil sarfediyor ve diyor ki:

“Senin sevgin, can ırmağında ab-ı hayat gibi akmadadır! Aslında, ab-ı hayat bile sana gönül vermiş de, can ırmağında senin aşkınla akıp durmada, seni aramadadır!

Dünyada gördüğümüz, bildiğimiz bütün kuşlar, ötüşleri ile seni övmedeler, seni zikretmedeler! Kuşların adı geçince, gönül kuşum da uçmaya başlar!

Onların ötüşlerini duyarak, zikirlerini sezerek hoş bir halde, gülerek canımı vermek istiyorum! Bu can, sevgili zikredilirken bedenden çıkarsa, bu can veriş ne tatlı bir can veriştir, ne hoş bir ölümdür!

Aslında, Allah’ı seven herkesin canından her an manevî bir duygu, ruhani bir özlem, mest olmuş, kendinden geçmiş, harap ve perişan bir halde ötelere, ta rahmet sahibinin arşına kadar gitmededir!

Can nedir? Mana padişahlarının, ermişlerin küpüdür; içinde de gökyüzünün şarabı vardır! îşte bu yüzdendir ki, sözlerim de, aşıklar gibi, perişan ve dağınık halde ağzımdan çıkıyor!”

00

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.