Bir kasîdesinde, “Küfür, insanlığın elbisesini karartmıştı. Muhammed’in nuru imdada yetişti” diyen Hazreti Mevlâna, Mektubat’ında, Hazreti Muhammed’in, insanlığa sevgi konusunda gösterdiği yolu şu şekilde bildirir:
“Mustafa, mescitte oturuyordu; birisi, mescidin kapısının önünden geçti. Dostlardan biri, ey Allah elçisi dedi, ben şu geçen kişiyi seviyorum. Mustafa, kalk buyurdu, bu sevgiyi ona bildir. Sizden biri, birisini sevdi mi, sevgisini ona bildirsin.”
“Sevgiyi göstermek gösteriş değildir” diyen Hazreti Mevlâna, yine der ki:
“Yüce Allah’a en sevgili olan, Allah katında en üstün olan şey, yüce Allah için birisini sevmektir.”
Ve yine Mektubat’ta Hazreti Muhammed’den şu sözleri nakleder:
“Kim, işi darmadağın olan birisinin işini düzene koyarsa, Allah da onun işini düzene koyar.”
“Dervişliğin nişânesi, belirtisi nedir?” diye soran Hazreti Mevlâna, yine şöyle cevap verir:
“Herkese elinden geldiği kadar iyiliklerde bulunan, yardımcı olan, etrafa inciler saçan cömert kişi; tatlı dilli olup, kimseyi incitmeyen, değerli sözler söyleyen seçkin insan derviştir. Yoksa herkesi aldatmak için yüz parçadan dikilmiş yamalı hırka giyen kişi derviş değildir.”
Rubâi:
“Bir yükseklerdeniz, yükseğe gideriz. Biz denizdeniz, denize gideriz.
Hazreti Muhammed’in hırkasına yapış da içinden Bilâl’in aşk sâlâsını her zaman dinle.”