MERAM’DAN SİLİVRİKAPI MEVLANA KÜLTÜR MERKEZİ’NE… (253)

Silivrikapı Mevlana Kültür Merkezi

Hasan Dede, bu insanların inançlarındaki şüphelerine bir örnek vermek istiyorum. Hazreti Resul-ü Ekrem, hicret edip Medine’ye teşrif ettikleri zaman, Medinelilerle civarı gezerken görmüş ki hurma ağaçlarına aşı yapıyorlar. Bunun üzerine Medinelilere, neden bunu yaptıklarını sormuş. Onlar da demiş ki: “Ya Resulallah, biz aşı yapmazsak hurmalar ham kalır.” Cenab-ı Peygamber bunun üzerine demiş ki: “Yapmasanız da olur!” Peygamberin bu sözü üzerine hemen aşı yapmayı durdurmuşlar. Aradan zaman geçmiş ve hurma mevsimi gelmiş, hurmalar büyümüş. O zaman görmüşler ki, aşı yapılmamış hurmalar onların söyledikleri gibi ham kalmış ve aşı yapılmış olanlar da olgun ve güzel olmuşlar. Hemen gitmişler Cenab-ı Peygamberin huzuruna çıkmışlar ve demişler: “Ya Resulallah, senin sözünü dinledik hurmalara aşı yapmadık ama hurmalar ham kaldı.” Peygamber hemen cevap vermiş: “Dünya işlerini bana sormayınız, bildiğiniz gibi yapınız.” Cenab-ı Peygamberin bu cevabından dolayı asırlarca, sanki Onun dünya işlerini bilmediği gibi bir anlayış ortaya çıkmış. Fakat bu olaydan altıyüz sene sonra Kuzey Afrika’lı Ümmi Abdüldebba Hazretleri şöyle bir sonuca varmış, demiş ki: “O aşı yapılmayan hurmaların ham kalmasının sebebi, Medine halkının o dönemdeki inançlarının zayıflığıydı. Hazreti Muhammed’in sözü Hakk sözüydü. Medine halkı tam manasıyla ona iman etmiş olsalardı, hurmalar ham kalmayıp, hatta daha da güzel olacaktı. O hurmaların ham kalmış olmasının sebebi, esasen, onların inançlarının hamlığındandı.” Ne buyurursunuz Dede?

Çok yerinde söylemiş… Hurmalara veya diğer meyvalara aşı yapıldığı zaman o meyvalar güzelleşir. Meyvaların yanısıra insana da aşı yapılır. İnsan da kendi kendini yetiştiremez. Bir insan ancak bir mürşid-i kamile gelir ve oraya tam manasıyla kendini verip teslim olursa, onun yaşamı değişir. İnsan ne demektir öğrenir. Yoksa kimse kendi kendine, bütün gün kitap okusa dahi hiçbir yere varamaz.

İşte koca Mevlana şöyle buyurur: “Ne kadar bilgin olursan ol, bir mürşid-i kamile baş kesmedin mi, edindiğin o bilgi ile sen ancak meyvanın kabuğuna varırsın, ama tadını alamazsın.”

Neden? Çünkü egonda, benliğinde yaşadın, kendi zahiri bilgini beğendin, başka kimseyi beğenmedin, hor gördün. Misal olarak, İblis’i ele alalım. İblis’in ilk ismi Azazil Efendi idi. Bunun manası nedir? Vücudumuzdaki akıldır, en üstün ve en büyük nimettir. Bizler, akıl ile bir sürü bilgiye sahip oluyoruz. Yaratıcı, akılı yarattığı zaman, akıla dedi ki: “Adem’e secde et! Ben ondan yüz tutuyorum.” İşte İblis, ne dedi? “O topraktan yaratıldı, ben ise ateşten yaratıldım. Ona baş kesmem, secde etmem!” Ve Allah’a karşı geldi. Cenab-ı Hakk, bunun üzerine onun ismini değiştirdi, Azazil iken, İblis ismini aldı. Bir kişi de eğer çok bilgiye sahip olur ama benliğinde yaşarsa, onun İblis’ten hiçbir farkı yoktur.

00

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.