MERAM’DAN SİLİVRİKAPI’YA HASAN DEDE SOHBETLERİ – 30

HAKÎKATTE KULLUK EDEN KİMDİR?..🌹

Mahmut Efendi: Cenâb-ı Peygamber, bir gün Abdullah İbn-i Abbas’a diyor ki: “Yâ amca oğlu Abdullah, vücudunu kayırma.” Peygamber Efendimizin bu sözü üzerine İbn-i Abbas: “Yâ Resûlallah, vücudum bana kabahat mıdır?” diye soruyor. Cenâb-ı Peygamber şu cevabı veriyor: “Bu sözü söyledim ki, anla, bu vücud senin değildir. Hakk’a niyâz et ve de ki, Yâ Rabbi bende senin vücudunu izhâr et de, bende senin vücudun olduğunu bileyim.” Bizler vücudumuzun Hakk’ın vücudu olduğunu nasıl bilebileceğiz Dede?

Hasan Dede: Peygamber Efendimiz, selâm olsun üzerine, bir gün tefekkür hâlindeyken nefsine ıstırab vermek için, yatsı namazını edâ ettikten sonra, bir ayak üstünde duruyor. O ayağı yorulunca da diğer ayağı üstünde durmaya devam ediyor. 

Bir zaman sonra Peygamber Efendimize Allah’tan şöyle bir nidâ geliyor: 

“Ey benim Habîbim, hani sen beni çok seviyordun. Bu kadar sevmene rağmen, beni o kadar çok yoruyorsun ki hayret, bu mudur senin sevgin? Bir ayak üstünde duruyorsun, sen yoruluyorsun, ben yoruluyorum. Senin bir zerren bile benim dışımda değildir. Ben senin vücudunda gizlendim, ordan bu âleme tebliğler veriyorum.” 

Ebû Müslim de Hazreti Peygamber’in bu yaptığını yapmak istedi, ona da Allah’tan şöyle bir nidâ geldi: “Sen gece gün tek ayak üstünde dursan da benim Habîbimin yerini tutamazsın!” 

İşte vücudu kayırabiliyor muyuz? Hayır. Çünkü her zerremiz onunla diridir. Rûh, bu bedende akıl oldu, göz oldu, kulak oldu, bu bedenden konuşuyor, bu kalpte Allah’ı zikrediyor. Rûh bedenden ferâgat ettiğinde ise tüm bu âzâlar çalışmaz hâle geliyor. Allah, bu beden örtüsüyle kendini gizlemiş ve bu bedenden sayısız bilgiler sunuyor. Onun için Hazreti Mevlâna, selâm olsun üzerine, bir gün diyor ki: “Allah’ım seni o kadar çok seviyorum ki, bin tane canım olsa sana kurban olsun.” Fakat bu kelâm ağzından çıkar çıkmaz Mevlâna istiğfâr etmeye başlıyor ve şöyle devam ediyor: “Estağfurullah, bana ait ne var ki, can verene can bağışlıyorum.” 

Başka bir yerde de yine şöyle sesleniyor: 

“Kalkmayın diyesiniz, ben Allah’a kulluk ediyorum, çünkü bu sözde dahî benlik vardır. Sen kulluğu kimin kudretiyle kime yapıyorsun?” 

Mâdem ki bize kulluk eden de Allah’tır, o zaman bizim her ân teslîmiyette durmamız gerektir.

Kâinatın nûru Hazreti Muhammed Efendimizin, Ehlibeyt Efendilerimizin, yüce Pîrimiz Hüdâvendigâr Mevlâna’mızın, Pîrân Efendilerimizin selâmları, feyizleri ve güzel keremleri, bizleri sevenlerin ve bizleri izleyenlerin üzerine olsun. Allah, sizleri hep güzel günlerde yaşatsın. Sevgiler, Allah’a emânet olun. Huu…

01

“MERAM’DAN SİLİVRİKAPI’YA HASAN DEDE SOHBETLERİ – 30” için bir yanıt

  1. Muhtesem.
    Her sohbette bambaska bir bosluk doluyor.
    Emin olma hissi gelisiyor bizde de.
    Hasan dedemiz nurda yatsin.
    Emegi gecip paylasan canlardan Allah razi olsun

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.