18 beyit oldu 48.000 beyit…
Hüsameddin Çelebi, Mevlana’ya çok aşık. Mevlana da Hüsameddin’e hep, “Ruhumun mertebesi, gözümün nuru” diye hitab ediyor.
Bir gün Hüsameddin Çelebi’yle Mevlana muhabbet ederlerken, Hüsameddin Çelebi bakmış, Mevlana’nın destarında bir muska görünüyor. Hüsameddin’i merak sarıyor, nedir o acaba? Tam Mevlana eğilmiş konuşurken, samimiyet tabi artmış aralarında, tak atlıyor, o muskayı alıyor destarından. “Efendi Hazretleri” diyor, “açabilir miyim?”
“Aç” diyor, “ruhumun mertebesi.”
18 beyit yazmış Mevlana… “Eh şimdi” diyor, “Hüsameddin, iş aldın başına. Bu 18 beyiti şimdi genişleteceğiz.”
Kalktılar yazmaya başladılar, Mesnevi’yi, Divan-ı Kebir’i… Mevlana söyledi, Hüsameddin yazdı. Mevlana banyoda olsa, o oturuyor banyo kapısında, belki Mevlana’ya ilham gelecek… Geliyor ilham, Mevlana cezbeye tutuluyor, hemen sesleniyor içerden, Hüsameddin dışarda yazıyor.
İşte o 18 beyit, oldu 48.000 beyit…