MERAM’DAN SİLİVRİKAPI’YA HASAN DEDE SOHBETLERİ – 38

ALLAH’IN SARAYI KALPTİR…🌹

Mahmut Efendi (Mahmut Dipşar): Hazreti Mevlâna buyuruyor ki: “Anlattıklarımı aklınızla değil, kalbinizle dinleyin. Çünkü kalb topraktan yaratılmıştır. Ona ne ekersen bir gün mutlaka filizlenir. Ama akıl sudan yaratılmıştır. Suyun üstüne ne yazarsan anında silinir gider.” Mevlâna’nın bu sözleri hakkında ne buyurursunuz Hasan Dede? 

Hasan Dede (Hasan Çıkar): Cenâb-ı Pîrin bu söyledikleri de çok yerindedir. Akılda her şeyi tutamazsın, çünkü akıl baştadır, çok yerlere eser gider. Ama kalbe birşey koydun mu, kolay kolay gitmez. 

Kalb, sevgilinin en çok istediği yerdir. Eğer kalbine iman ettiğin yeri koyduysan, artık sana ait birşey kalmaz, her şey ona aittir. Ama eğer kalbimiz çarşıya dönmüş ise, bir sürü şeylerle dolu ise, o zaman o dosttan söz edemeyiz ve onun o güzel yüzünü göremeyiz.

Hazreti Mevlâna, kalbe ‘saray’ ismini vermiştir ve şöyle demiştir: 

“O saray, benim muhabbetimle mahmûr olmadıkça, sen o sarayda beni göremezsin.”

Bakın şimdi sizlere Musa Kelâmullah’dan bir misâl vereyim. Musa Kelâmullah, birgün Tûr-i Sînâ’da Allah’a demiş ki: “Allah’ım seninle çok dertleşiyoruz, senden birçok mesajlar alıyorum ve ümmetime sunuyorum. Ne olur, bir akşam bana misafir gel.“ 

Allah da ona cevap vermiş, demiş ki: “Tamam Musa, yarın akşam senin misafirin olacağım.” 

Bu mesajı alan Musa sevincinden pervâne gibi olmuş. Evini temizlemiş, süpürmüş; akşam olmuş evde volta atıyor, Allah onu ziyârete gelecek diye bekliyor. Tam akşam saatinde kapısı çalınmış. Musa Kelâmullah kapıya koşmuş ve gelene seslenmiş: “Kim o?” 

Gelen kişi dışardan cevap vermiş: “Yâ Musa, ben Tanrı misafiriyim. Buyur var mı?” 

Musa Kelâmullah dönüp ona demiş ki: “Ben seni bu akşam buyur edemem, çok önemli bir misafirim gelecek. Ama mâdem ki buraya kadar geldin, seni boş çevirmeyeyim.” 

Gitmiş bir testi almış gelmiş ve, “Al bunu bana su doldur da getir” demiş. Tanrı misafiri testiyi almış, bir zaman sonra su dolu testiyle yine gelmiş. Musa Kelamullah, testiyi almış ve karşılık olarak eline bir parça ekmek vermiş ve onu göndermiş. Sonra tekrar beklemeye koyulmuş. Sabaha kadar beklemiş, Tanrı ortada yok. 

Kalkmış Tûr-i Sînâ’ya gitmiş. “Allah’ım sabaha kadar senin gelmeni bekledim. Vaad ettin ama gelmedin” demiş. 

Allah cevap vermiş: “Geldim yâ Musa! Ama sen elime bir testi verdin, hadi git buna su doldur da getir, dedin. Sonra elime bir parça ekmek sundun ve beni gönderdin.” İşte Musa bunu duyunca çıldırmış. Meğerse Tanrı’yı başka bir sıfatta görmeyi bekliyormuş. 

Kâinatın nûru Hazreti Muhammed Efendimizin, Ehlibeyt Efendilerimizin, yüce Pîrimiz Hüdâvendigâr Mevlâna’mızın, Pîrân Efendilerimizin selâmları, feyizleri ve güzel keremleri, bizleri sevenlerin ve bizleri izleyenlerin üzerine olsun. Allah, sizleri hep güzel günlerde yaşatsın. Sevgiler, Allah’a emânet olun. Huu…

00

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.