MÂNÂ EHLİ…🌹
Mahmut Efendi (Mahmut Dipşar): Mısrî Niyâzî Hazretleri bir deyişinde şöyle buyuruyor: “Şol ki gafletle yatup etmez talep, gövdesinde yok mu ola canı aceb. İşte vahdet gülleri açıldı hep, bülbülün efgân edecek çağıdır.” Yani bir kimse ki, gafletle yatıp kalkar ve hiçbir şeyi dert etmez. Onun gövdesinde acaba can yok mudur? diye söylemektedir. Çünkü bir âyet-i celîlede Cenâb-ı Hakk, “Her şey Hakk’ı tesbih eder”, yani canlı veya cansız bütün her şey Hakk’ı anar, diye buyuruyor. İnsanın vücudu da Allah’ı anar ve kalbi ‘Allah! Allah!’ der, zîrâ her şeyin Zât’ı zikri vardır. Fakat insan vücudunun zikrinden habersizdir. Sorum şu: Biz her zerredeki bu zikri nasıl görüp, anlayacağız Dede?
Hasan Dede (Hasan Çıkar): Dünya ehli tamamen gaflettedir ve onun her zerresi maddeyi zikretmektedir. Böyle olduğu için de bütün vücudu onu dünyaya, yani maddeye sürüklemektedir. Mânâ ehline gelince, o da tamamen Allah âşıkıdır, Resûlallah âşıkıdır. Resûlallah’ın âşıkı olduğu için ve O’nun nûrunu mânâda keşfettiği için, onun da bütün âzâları O’nunla yanar. Nereye baksa baksın, nereye giderse gitsin, hep O’nu zikreder.
Bir mânâ erinin yüzü gülerdir, dili tatlıdır ve daima huzur içindedir. Madde erinin ise, yüzü asıktır, gam içindedir, sıkıntı içindedir ve onun muhabbetleri hep maddeye yöneliktir. Böyle olduğu için de vücudunda hiç hafiflik, neşe ve huzur yoktur.
Gâlib Dede Hazretleri, selâm olsun üzerine, şöyle der:
“Âşıkta gam, keder, gaflet ne eyler? Gam, keder ve gaflet dünya ehlinindir.”
Bizler bu yüzden burada devamlı, Hazreti Muhammed Efendimizi, Hazreti Mevlâna’mızı, İmam Ali Efendimizi ve bütün Pîrân Efendilerimizi, hepsinin selâm olsun üzerlerine, ‘sünnet’imiz olarak anıyoruz, çünkü bizler onların farzlarıyız. Onlardan sonra geldik ve onların muhabbetlerini yapıyoruz. Nasıl aşklarla, nasıl sevgilerle yola koyulduklarını sizlere anlatarak, yol gösteriyoruz.
Bütün dava, sevgilerimizi maddeye yönlendirmemek ve gönlümüzü maddeye bağlamamaktır. Eğer sevginizi dünyaya verirseniz, işte o zaman her zerreniz de dünyaya bağlanmış olur. Bizlere sunulmuş olan en büyük nimet akıldır. Ama eğer o akıl çamura saplanırsa, vücudu da peşinden sürükler, çamura batırır. Fakat aklımızı güzelliklere yönlendirirsek, o güzellikler sayesinde bizleri devamlı aşağılara çeken çamurlardan kurtuluruz.
Kâinatın nûru Hazreti Muhammed Efendimizin, Ehlibeyt Efendilerimizin, yüce Pîrimiz Hüdâvendigâr Mevlâna’mızın, Pîrân Efendilerimizin selâmları, feyizleri ve güzel keremleri, bizleri sevenlerin ve bizleri izleyenlerin üzerine olsun. Allah, sizleri hep güzel günlerde yaşatsın. Sevgiler, Allah’a emânet olun. Huu…