MANEVİ MENKIBELER – 13

Balta kendi sapını kesmez…

Hüsameddin Çelebi, selam olsun üzerine, çok güzel bir çocuktu, sanki öğlen güneşi gibi. Allah sevmiş yaratmış.

Hüsameddin 17 yaşlarındayken gözünde bir arpacık çıkıyor. Onun güzelliğini engelliyor. Babası alıyor Hüsameddin’i malum hocalara götürüyorlar, okusunlar. 

Kalkmış bir hocanın kapısını çalmışlar. Hoca açmış kapıyı, girmişler baba oğul içeriye, selam vermişler. Anlatmışlar durumu. Hoca almış çocuğu karşısına, okumuş üflemiş. Sonra “Yavrum evladım” demiş, “babanı yorma, iki üç gün sen sabahları gel ben seni okuyayım.”

Çıkmışlar hocanın evinden, babası sormuş Hüsameddin’e, “Oğlum” demiş, “gelir misin?” 

“Yok baba” demiş, “gelmem.”

“Neden?”

“Gelmem” demiş, “sevmedim hocayı, iyi bakmadı bana.”

Hadi gitmişler başka bir hocaya, onu da sevmiyor; yine başka bir hocaya, onu da sevmiyor. Biri demiş, “Götürelim Mevlana’ya. O okusun.”

Mevlana’nın da o sıralarda gözkapağında bir arpacık çıkmış. Bekliyor kendiliğinden geçsin. İster misin, sabah seherinde Hüsameddin’le babası geliyorlar Mevlana’nın dergahına. Mevlana da gül bahçesinde dolaşıyormuş. Bunlar geliyorlar içeri, selam veriyorlar. Mevlana selamlarını alıyor. Soruyor, “Müşkülünüz nedir?”

Adam diyor, “Oğlumun gözünde bir arpacık çıktı, geldik bir nefes edesin.”

“İlahi Hakk” diyor Mevlana, “onbeş gündür benim de gözkapağımda arpacık var.” Sonra Hüsameddin’e dönüp, “Oğlum” diyor, “rahat ol, balta kendi sapını kesmez. Şimdi bir nefes edeyim de belki bakarsın ikimizin de gözünden arpacıklar geçer.”

Mevlana bu sözü sarfediyor, bir nefes ediyor ve ikisinin de gözlerinden anında arpacıklar gidiyor. Gittikten sonra Hüsameddin babasına dönüp diyor ki, “Baba sen artık gidebilirsin, ben burada kalacağım Mevlana’yla.” Ve kalıyor. Mevlana’yı çok seviyor, Mevlana da onu çok seviyor. Dergaha hizmete veriyor kendini ve Mevlana’nın yanından hiç ayrılmıyor…

00

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.