Senin çalışman da ibadet sayılır…
Hasan-ı Basri, çok çalışkan. Hep Peygamber Efendimizin meclisinde bulunuyor. Kardeşi ise beş vakit namazla meşgul oluyor, çalışmıyor.
Hasan-ı Basri hem kardeşine bakıyor, hem kardeşinin çocuklarına bakıyor ve çok da üstü başı temiz geliyor meclise.
Hazreti Ali Efendimizle de çok dostlukları vardı. Tasavvufun Piri Hazreti Ali Efendimizdir, Hasan-ı Basir de ikinci Pir sayılır.
Hasan-ı Basri düşünmüş taşınmış, ben çalışıyorum bu kadar demiş, ölüm var, ölüp gideceğim, hayatım hep dünyalıkla geçiyor, ahireti kaybedeceğim. Ben de bırakayım işi, kardeşimin havasına gireyim, beş vakit namaz kılayım. Başlıyor bütün gününü ibadetle geçirmeye.
İyi ama, şimdi kardeşini de aç bırakıyor, çalışmıyor ya gönderemiyor dünyalık oraya. Sonra geliyor meclise, üstü başı tozlu, eski.
Hazreti Resulallah soruyor, “Hasan-ı Basri, bu halin nedir?”
“Düşündüm taşındım kardeşimi daha haklı gördüm, bıraktım işi, ibadetle meşgul oluyorum ya Resulallah.”
Peygamber Efendimiz, “Derhal” diyor, “işine sarıl, ibadetle uğraşma. Senin işin, çalışman da ibadet sayılır, çünkü senin kazancından çok kişi faydalanıyor. O faydalanan kişiler daima sana Allah’tan rıza kılıyorlar.”
Hazreti Resulallah Efendimiz, Hasan-ı Basri’yi böyle tekrar işe yönlendirmiştir. Çünkü çalışmak her şeyin üstündedir, her şeyin üstünde.
Eğer çalışmak her şeyin üstünde olmasaydı, Peygamber Efendimizin bir adı da Muhammed Cabbar olmazdı. Cabbar ne demektir? Çalışkan…