MANEVİ MENKIBELER – 58

GEREK Kİ SANA KALBİMİ DE VEREYİM…

Duanın kabul olması için temiz bir kalb lazım. 

Bir gün miskinin biri Hazreti Ali’nin yanına gelerek: “Ya Ali, çoluk çocuğum üç gündür aç, ne olur bana bir yardımda bulun” der. 

Hazreti Ali, yerden bir avuç toprak alınca miskin, Ali beni boş çevirmemek için toprak ikram edecek, diye düşünür.

Hazreti Ali içinden duada bulunarak elini uzatır, toprak miskinin eline düşer düşmez altın olur. Miskinin gözleri fal taşı gibi açılır. “Ya Ali, ilerde yine böyle bir sıkıntıya düşersem seni rahatsız etmeyeyim, bir avuç toprak alıp okuyayım, altın olsun. Bana o duaları söyler misin?” 

“Tabi söylerim, üç İhlas bir Fatiha okudum, sonra da Hu çektim.” 

Miskin, “Aaa! Ne kadar kolay duaymış” der ve hemen yerden bir avuç toprak alarak, üç İhlas bir Fatiha okur ve Hu çeker, fakat toprak altın olmaz. “Ya Ali, okudum, Hu da çektim, ama toprak altın olmadı.”

“Olmaz kardeşim, olması için gerek ki sana kalbimi de vereyim…” 

Duanın kabul olması için, kalb temizliği ister, Onun kapısında ağlamak sızlamak ister; yalnız dille söylemekle olmaz. Allah, diye içten bir bağırsan, O duymaz mı? Duyar… Peki kimden duyar? Yine senden duyar…

Allah’tan ümit kesilmez, O’na isyanla çıkılmaz. Gönüller temiz ve saf olursa, istekler olur. Kendimizi temizlemek için çok çalışmamız lazım ki, o güzellikler bizlerden de tecelli etsin.

00

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.