Yetmişiki milletle beraberim…
Hüdavendigar Mevlana, bir gün bir toplulukta dedi ki: “Ben yetmişiki milletle beraberim.” Mevlana’nın bu sözünü duyan bilginler toplandılar, aralarında konuştular, dediler ki: Bu yetmişiki millet arasında kafir var, putperest var, küfürbaz var, İsa’ya tapanlar Musa’ya tapanlar var. Mevlana nasıl olur da yetmişiki milletle beraberim der. Ve karar verdiler, aralarından birini Mevlana’ya gidip, bu soruyu kendisine sormak üzere gönderdiler. Ve eğer yine yetmişiki milletle beraberim derse, kabul ederse, o zaman ağzına gelen ne kadar çirkin söz varsa hepsini Mevlana’nın yüzüne söyle, dediler.
Adam geldi Mevlana’nın huzuruna, selamlaştılar, adam sordu Mevlana’ya, “Ya Mevlana, sen şöyle bir söz sarf etmişsin; yetmişiki milletle beraberim, demişsin. Bu söz doğru mudur? Bu sözü sen mi söyledin?”
Mevlana, “Evet doğrudur, ben söyledim, aslı vardır” dedi.
Adam Mevlana’nın cevabını duyar duymaz başladı söylenmeye, ağzından gelen bütün çirkin sözleri söyledi.
Mevlana sadece dinledi, adamın hiçbir sözüne bir cevap vermedi.
Adam söylendi söylendi en sonunda durdu.
Mevlana, küfürbaza dönüp sordu, “Bitti mi konuşman?”
Adam dedi ki, “Bitti.”
O zaman Mevlana adama şu cevabı verdi: “Hem seninle beraberim hem de söylediklerinle beraberim.”
Yani demek istedi ki, senin gibi olsam senin gibi konuşurum, ama senin gibi olmadığım için sadece dinliyorum.
Adam Mevlana’nın bu sözlerini işitince biraz düşündü. Alim olduğu için Mevlana’nın ne demek istediğini anladı ve hemen Mevlana’nın ellerine kapandı öptü ve bağışlamasını diledi.
Bakın Mevlana bu davranışıyla küfürbaz adamı da kazanmış oldu.
Ağzından bir tek çirkin söz çıktı mı sen kirlenmiş sayılırsın. Bu ağız ancak güzel söz söylemek için vazifelidir. Zerre kadar küfür, kavga, çirkin söz için değildir. Fakat maalesef insanlar derin düşünmeden bilgisizce sözler sarf ediyorlar.
İslam olmak kolay değildir. İnşallah her birimiz Hazreti Muhammed Efendimize, İmam Ali Efendimize, Pirimiz Hüdavendigar Mevlana’ya ve Piran Efendilerimize layık güzel insanlar oluruz.