MANEVİ MENKIBELER – 67

SAKALIMIN HER KILI BİR ŞEMS…

Şems-i Tebrizi Hazretleri, Hazreti Mevlana’ya manen soyunduğu zaman Sultan Veled Hazretleri babasının sahip olduğu o bilgilere, güzelliklere kendisi de sahip olmak istedi. 

Bir gece Şems’in odasına gitti. Onu ocak başında tefekkürde buldu. Şems, hal hatır sordu, onun başını dizine koyup okşadı. 

Bir vakitten sonra, “Ey benim güzel şehzadem! Seni buraya getiren nedir?” diye sordu.

“Babama bazı sırlar ikramda bulundun. Babam çok değişti. Onlardan biraz da bana sunar mısın?”

Şems-i Tebrizi’nin verdiği cevap… “Veled! Veled! Babanın gerek sakalındaki, gerek başındaki kılların hepsi birer Şems’tir. Bende artık bir şey kalmadı. Git benim varlığımı babanda gör.” 

‘Gel sana da öğreteyim’ demedi, ‘Ben artık yükü attım, taşıyana git, orada gör bütün güzellikleri’ demek istedi. Bir kişi manen soyundu mu, o postuna oturmaz, bir misafir gibi gider, orada kendini seyreder. Gün geldi, Mevlana Şems oldu.

Bir gün bir toplantıda Hazreti Mevlana, Şems’in büyüklüğünü anlatırken, kıdemli bir derviş ağlamaya başladı.

Mevlana, “Erenler neden ağlıyorsun?” diye sordu.

“Ya Mevlana! Şems’in büyüklüğünden o kadar duygulandım ki keşke o seneler olsaydım da Şems’i görseydim, diye gönlümden geçirdim.”

Hazreti Mevlana’nın verdiği cevap… “Yazıklar olsun sana! Benim sakalımın her kılı bir Şems. Şems’i benim dışımda mı arıyorsun?”

Yani Hazreti Muhammed, Hazreti Mevlana, bütün büyükler bizim sünnetimizdir. Kim nöbeti almışsa bu alemde onların farzıdır. Onları, ona sorarsın.

00

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.