MANEVİ MENKIBELER – 68

DEVELERİ KOVALIYORUM…

Abbasi hükümdarı Harun Raşid bir gün yorgan altına girmiş, Allah’ı düşünüyor. Kardeşi Behlül-i Dânâ Hazretleri de onun gönlünü keşfediyor. Sarayın tavanına çıkıyor, sağa sola koşarak gürültü yapıyor. Harun Raşid’in bütün düşünceleri bozuluyor.

“Kim var tavanda, nedir bu gürültüler?”

“Develeri kovalıyorum.”

“Devenin ne işi var sarayın tavanında?”

“Allah’ın da ne işi var ipekli yorgan altında?”

Başka bir gün, Behlül-i Dânâ Hazretleri saraya geliyor. Bakıyor ki ağabeyinin tahtı boş, geçiyor oturuyor. O sırada da, Harun Raşid’in misafirleri gelmek üzere, görüşüp ziyarette bulunucaklar. Hükümdarın adamları Behlül’e, “Burayı terk et!” diye ikazda bulunuyorlar. Behlül kalkmayınca azarlıyorlar, birkaç da kırbaç vuruyorlar. 

O sırada Harun Raşid geliyor, “Ne yapıyorsunuz?” diye soruyor, anlatıyorlar. Bu sırada Behlül gülüyor. “Niye gülüyorsun?” diye soruyor Harun Raşid, Behlül’e.

“Yahu” diyor Behlül, “beş dakika oturdum bir sürü kırbaç yedim. Nasıl gülmeyeyim. Sen yıllardır oturuyorsun, kim bilir ne kırbaçlar yiyorsun?”

Bu sözleriyle Harun Raşid’i irşad eden Behlül-i Dânâ Hazretleri yaşadığı devirde bir velîydi.

00

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.