MANEVİ MENKIBELER – 2

Yine zevrak eder ruhum…

Allah diyor, bu kadar benden konuşuyorsun, acaba sen oldun mu? Bakın bir de yoklama da yapıyor bize… “Sen O musun?” diyor, “O sen misin? Sen O isen, O sen isen, neden bu alemde gam yersin?” Sıkıntılara girersin, of pof… Allah sıkılır mı? Hiçbir zaman… Demek ki sen O olmamışsın daha. Sen O değilsin, O sende değil; gam yemekte haklısın sen. Hep bizi o dereceye getirmek istiyor. 

Şeyh Galib, ruhu şad olsun, o da güzel söylüyor. Bulmuş Allah’ı kendinde, şimdi bir coşku var içinde, sesleniyor: “Yine zevrak eder ruhum, kırılıp kenare düştü.” Yani ruhum o kadar coşmuş, zevrak ediyor, istiyor beni çıkarsın ortaya ben kimim. Yine diyor, “Dayanır mı şişe bu, senin esrar-ı rengine.” Şimdi yapıyor vücudunu şişe. Yarattın, diyor koskoca cihanı girdin bu şişe içine. Çıldırıyor şimdi Galib… “Reh-i Mevlevi’de Galib, bu sıfatla kaldı hayran.” Verdim rehimi Mevlana’ya, başımı da O’na kestim, O’nunla ben bu hale geldim, O’nun ben hayranıyım, fazla bir şey söyleyemem, diyor ama ne diyor en başta… “Yine zevrak eder ruhum, kırılıp kenare düştü.” Ben Hakk’ım, diyemiyor, ama sözleriyle diyor. 

Yine ne diyor Galib?.. Hakk aşıkları gama ve kedere tutulmazlar. “Aşıkta” diyor, “gam keder neyler? Gam, keder halk-ı cihanındır.” Bu da Şeyh Galib’in sözü. Bakın ne diyor? Aşıkta gam, keder neyler, o hep sevgilisiyle beraber. Ooo… ne alemlere geziyorlar. Gülüyorlar, eğleniyorlar; sen burda ekşitmişsin yüzünü, kızıyorsun. Diyorsun, bu hiç kızmıyor, üzülmüyor. Ne var bunda? İşte var onda, Hakk var. Aşıkta gam, keder neyler?.. Gam, keder halk-ı cihanındır.

Onun için Mevlana’mız der: “Sevgisiz ve aşksız geçen ömrü ömür sayma.” Sevgin yok bir yere, o sevgi çoğalmamış, aşka dönüşmemiş, “Ey yolcu” diyor, “sen yaşarken ölmüşsün…”

00

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.